Evlilik Bir Kale Gibidir

YAZAR : Pazartesi, Kasım 30, 2015
"Evlilik bir kale gibidir. İçerdekiler dışarı çıkmak, dışardakiler de içeri girmek ister"(Çin Atasözü)
Çok sevdiğim bir atasözü bu. İçerdekiler dışarı çıkmak ister:) Evli olupta evlilikten şikayet etmeyen yoktur heralde.


  
İnstagram'dan bulduğum bu yazı da ayrıca beceremeyenlere gelsin. Utanmıyorsunuz yani hala:))))))

Evlilik konusunda ne zaman bir konuşma yapılsa hep derim ki "kızların evlenme merakını anlayabilmiş değilim. Erken evleneceksiniz de ne olacak? Başınız göğe mi erecek? Nedir bu evlenme kaygısı?" Aslında evlilik erkeğin işine yarıyor bence. Bence değil herkesçe. Temizlik, yemek,ütü bulaşık, çocuk. Hepsinin sorumluluğu kadında. Kadın yapmak zorunda, erkek isterse yardım eder. Hatta kocası yardım eden kadın diğer kadınlar tarafından kıskanılır bile. Yardım eden erkeğe zorunda olmadığı yönünde laflar söylenir.Erkek eve gelip kumandayı eline alır, uzatır bacaklarını televizyon seyreder. Ama anlaşılmaz bir şekilde de erkeklerdir evlilikten kaçan. Yani kadın güle oynaya, bayıla bayıla sorumluluğa yani evlenmeye atlar. Bunu biri bana anlatabilir mi? Ben gerçekten anlayamıyorum da.



Anadolu da bir laf vardır "yaptığı yenir, diktiği giyilir" kız. Yani evlenilecek ideal kız:) Çevremde ki kızlara bu konuda da söylediğim iki çift lafım var "kanmayın kızlar bunlar hep sorgulamadan yemek yapmamız, ev işi yapmamız için söylenen şeyler" Hatta birbirleriyle kıyaslayarak rekabet ortamı yaratılır. Kanmayın annem bu gaza getirme çalışmalarına. Evlenmeyin demiyorum tabi ki ama evlenmiş olmak için evlenmeyin diyorum. Yani artık yaşım geldi, arkadaşlarım evlendi, çoluk çocuğa karıştı, artık düzenli bir hayatım olsun vb...... sebeplerle evlenmeyin. 
Aret Vartanyan'ı bilirmisiniz?  "Konuşanlar Kulübü" adında bir program yapıyor.  Bu programlarından birinde evlilikle ilgili "onsuz bir sabah daha uyanmak istemeyeceginiz kişiyle evlenin.  Evlilik kriteriniz bu olsun" demişti. Ben de çok beğenmistim bu sözünü.  O yüzden evlenmek isteyenlere hep bu sözü söylerim.  Ve "evleneceğiniz kişinin kaşını gözünü değil ruhunu Sevin" derim. Ya da ruhunu sevdiğiniz insanla evlenince derim. Çünkü fiziksel özellikler değişir ana ruh değişmez.  Güzelse güzeldir hep.  Ruhu güzel insanlarla karşılaşmanız temennisiyle hoşçakalın bekarlar:))))





Perşembe Seçmeler

YAZAR : Perşembe, Kasım 26, 2015

*Az yemeye övgüler....Uzun yaşamak ve genç kalmak için az yemelisiniz. Ömrünüz boyunca çok yemek istiyorsanız, öğünlerinizi az yemelisiniz. Yani az yersen daha uzun süre yersin ve böylece aslında çok yersin:)
"Az yerseniz yemek size, çok yerseniz siz yemeğe hizmet edersiniz" Alıntı.

* Şikayet etmek çok beyhude bir faaliyet. Kimseye bir faydası yok, zararı çok. Zararı şikayet edene . Ruh halini kötüleştiriyor. "Bir şey kötü her şey kötü moduna" sokuyor insanı. Bir de şikayet edenleri kimse sevmez. Hayır kendini depresyona sokuyosun zaten benim enerjimi niye düşürmeye çalışıyorsun ki ?
 
*Düz mantıktan gidersek o zaman güzel konuşanların kalpleri tertemiz:)))) mis gibi mis:)
 Yazık bu erkeklere yaaaa. Sürekli aynı mod. Mübarekler Android işletim sistemi. Oysa ki biz kadınlar öyle mi? Güleriz, ağlarız şaşırırız, mutlu oluruz ve bütün duyguları dibine kadar yaşarız. Aslında bence bu sağ beyin sol beyin farkı. 
Tazık çocuğum çok erken yaşta öğrenmek zorunda kalmış aşkın ızdıraplı olduğunu:))))))

 
Bu da kendini maviye boyayıp, deniz kızı kostümü giyip Kiev sokaklarında arz-ı endam eden kızımız. Güzelmiş te kendisi. Amaç neydi ki acaba?

Açlık Oyunları Alaycı Kuş 2. Bölüm

YAZAR : Pazartesi, Kasım 23, 2015
Merhabalar
açlık oyunları alaycı kuş 2 ile ilgili görsel sonucu
Hafta sonu Açlık Oyunları filmine gittik ailecek. Ama tam bir hayal kırıklığı yaşadım diyebilirim filmi izleyince. Oysa ki ne güzel başlamıştı seri. İlk filmi çok beğenmiştim. Biraz vahşi bulmuştum ama kitabın çok iyi uyarlandığını düşünmüştüm (aslında kitabı okumadım ama," ancak bu kadar iyi olabilir" diye düşünmüştüm). Kalite 2. filmde düşmüştü, yine de seyredilebilir düzeydeydi. 3. filmi izlerken sıkıldım bile diyebilirim. Yani bir yıl bunun için mi uğraştınız demek istiyorum. Tamam çok emek var belli ama, olmamış işte. Gerçi başladık bir kere merak ediyoruz, sonunu görmeden olmazdı elbette.
açlık oyunları alaycı kuş 2 ile ilgili görsel sonucu
Neyse filmin konusundan bahsedeyim biraz.İkinci bölümün bittiği yerden başlıyor.  Peeta Katniss'i hala öldürmek istiyor. Kendisine yapılan beyin yıkamanın etkisinden kurtulamamış. Katniss Başkan Snow'u öldürmeye karar veriyor ama isyanın lideri buna izin vermiyor. Ama Katniss bu, aklına koyduğunu yapmalı:) Gizlice, bir kargo gemisiyle savaş alanına gidiyor. Bu arada başkentin mıntıkalara yakın bölümü tahliye edilmiş.Ama Açlık Oyunlarını kurgulayan oyun kurucular tarafından her yanı tuzaklarla dolu bir oyun alanı gibidir. Katniss  bir timle birlikte bu alandan geçip başkente ulaşmaya çalışır. Ellerinde tuzakları tespit eden bir hologram vardır.  Ve bu Tim'e bir süre sonra Peeta'da katılır. Daha fazla anlatmayayım. Aslında senaryo güzel ama film iyi değil. Eşim çıkışta "yorumlara bakmıştım hiç kimse beğenmemiş" dedi. Ben bakmamıştım ama baksam da giderdim heralde. Çünkü dediğim gibi başladık bir kere sonunu merak ediyor insan.
açlık oyunları alaycı kuş 2 peeta ile ilgili görsel sonucu
Bu arada Katniss'in Açlık Oyunları'na katılmadan önceki sevgilisi Gale'e yazık oluyor bence. Hiç Peetayla o bir mi? Hayır ikisinin arasında bile kalınmaz o derece bence, ama gönül işte. İşine akıl sır ermez.
açlık oyunları alaycı kuş 2 peeta ile ilgili görsel sonucu

Bir de filmde bir toparlama telaşı hissettim. Yani acele acele konuyu toparlamışlar.Geçişler çok kopuk olmuş. Ne sanki bir film daha çekerdiniz sizin de işinize gelirdi. Ama bana sormadılar tabi. Hadi bana sormadılar hiç kimse eleştirmedi mi, yol göstermedi mi bu arkadaşlara? Sonuç itibariyle ordan, burdan toparlamışlar. Bizim oranın lafıyla "kırıp sarmışlar":) Velhasıl kelam beğenmedim ama sonunu izlediğim için de memnunum. Sevgiler......

Kadın Olmayı Hatırlamak

YAZAR : Cuma, Kasım 20, 2015
Kadın Olmayı Hatırlamak

Bülent Gardiyanoğlu'nun Kadın Olmayı Hatırlamak kitabından bahsetmek istiyorum. Her kadının kendinden bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Kitapta çok büyük çoğunlukta kadının kadın olmayı sevmediğini ve daha anne karnındayken erkek çocuk isteyen anne-babaları yüzünden istenmeyen çocuk olduklarını hissettiklerini söylüyor ki ben buna canı yürekten katılıyorum. Kadın kimliğimizle barışmadan geçen mutsuz yıllar. Ne yazık! Erkek olması istenipte kız doğmuş çocuklarda bu değersizlik duygusu daha yoğun. Kitapta yazar "erkek gibi kız" tanımlamasının bir övgü değil bir haksızlık olduğunu vurguluyor ve "neden erkek gibi olsun ki kadın,kadın kadın gibi olmalı" diyor. 
Benim kendimi bildim bileli kadınları aşağılayıp erkekleri yücelten atasözlerine, deyimlerine karşı allerjim vardır. "Erkek adam sözünü tutar" Yani kadın sözünü tutmaz. 
Çok sayıda örnek var ama ben bunları değil de kitapta yazanları düşünmeyi tercih ediyorum. Kadın olmayı sevdiğimi, anne olabilmek gibi bir özelliğin kadına verilmiş olmasının kutsallığını, her şeye ve herkese rağmen sevdikleri için her şeyi yapan kadınların çok değerli olduğunu düşünmeyi seçiyorum. 

 
Yukarıda resmini görmüş olduğunuz adam(!) Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu imiş. Kendisini tanımam etmem. Ama televizyonda yaptığı bir konuşma beni çileden çıkardı. 
"Bana önce adamlığı, adam gibi yaşamayı ve adam gibi ölmeyi öğrettiler. Ben kadın gibi 100 sene yaşayacak yerde adam gibi bir sene yaşarım. Sonucunda ölüm de varsa bir gün yaşarım, ertesi gün ölürüm.”
Bu sözlerin ardından bir tepki bekledim şahsen kadın derneklerinden ama ya ben göremedim ya da herkes o kadar kanıksamış ki bir tepki göremedim. Zaman zaman annemin kullandığı benim çok sinir olduğum replik gelir aklıma "kadınsan aşağılıksın, 2. sınıfsın" . Öyle belletilmiş çünkü bize yıllarca. "Kadınsan sus otur" "erkeğin elinin kiri" vb...... binlerce iğrenç laf. Feministliğim tavan yaptı gene. Oysa ki okuduğum kitaptan bahsedecektim ben:) Ama İbrahim Hacıosmanoğlu kardeş sana 2 çift söz etmeden geçemeyeceğim. Öğrendiğini sandığın adamlık bu mu? 


"Sana ruh üflendiğinde sen bir kadının karnındasın. Ağladığında bir kadının kucağındasın. Aşık olduğunda bir kadının kalbindesin.
Ona güzel davran...
Aid el-Karni"
 Söyleyecek o kadar çok şey var ki zarafetimden susuyorum yada belki susmak kadına öğretildiğinden susuyorumdur. 

EMS Antremanı Deneyimim

YAZAR : Çarşamba, Kasım 18, 2015

EMS (Elektro Muscle Stimulation) elektiriksel kas uyarımı demek. Normal antreman yaparken beynimiz kaslarımıza uyarı göndererek kasılmalarını sağlar. EMS ile beyinden gelen sinyallere ek olarak kaslara daha yoğun uyarılar gönderilerek erişilmesi zor kas fiberleri bile harekete geçirilir.  Böylece kısa sürede kaslar çok yoğun bir şekilde aktive edilir. Yani bu ne demek? Kısa zamanda çok daha etkili sonuç demek. Bir EMS antremanı 25 dakika sürüyor ve bu sürenin sonunda normalde 2 saatte yapılan spor kadar etkili sonuçlar alınıyor. Dün uzun zamandır merak ettiğim bu antremanı deneyimleme fırsatım oldu. Fitintime stüdyoları Türkiye'de bu sistemi uyguluyor ve 20 dakikalık ücretsiz deneme seansı yapıyorlar. Son zamanlarda çok yaygınlaştı ve "spora vakti olmayanlar için çözüm" olarak bahsediliyor. Öncelikle fitintime stüdyosuna ilk gittiğimde çok nezih ve hijyenik bir ortam olduğunu düşündüm. Bu antremanı yapabilmek için özel bir kıyafet var. İlk olarak onu giydim ve antreman salonuna geçtim. Orada kişisel antrenör, üzerinde akım verilmesini sağlayan kablolar olan yelek, kemer ve kollar ve bacaklar için aparatlar bağladı. 
Sonrasında resimde gördüğünüz gibi bir cihazdan (cihaz alman markası mia tech) akım ayarlaması yaptı. Akım ayarlaması siz tamam diyene kadar arttırılarak yapılıyor. Karıncalanma hissi gibi bir şey hissediyorsunuz. Acı değil ama akımın verildiğini hissediyorsunuz. 4 sn'de bir akım vererek spor hocasıyla birlikte antreman yaptık. Bu ısınma devresiydi. Sonrasında 5 dakika 1 san'de bir akım verilerek yağ yakma antremanı yaptık ki bu hoplama,koşma,zıplama gibi şeylerdi. En son 5 dakika da esneme-masaj antremanı yapıp seansı bitirdik.
Daha önce Power Plate ile sapor yapmıştım. O dönemde 1,5 ayda 5 kilo vermiştim hem de neredeyse hiç rejim yapmadan. Spor hocam bu antremanın Power Plate'ten daha güçlü olduğunu ve daha çabuk ve güzel sonuçlar alındığını söyledi ki gerçekten de o kadar kısa sürede sanki uzun uzun spor yapmışım gibi hissettim. Sonrasında eğer memnun kalır devam etmek isterseniz 10-20-30 seanslık paketler satın alabiliyorsunuz. Fiyatlar normal bir spor salonu üyeliğine göre biraz daha pahalı. Ama sonuçlar düşünülünce etkisi de çok daha fazla.
Her Güzelin Bir Kusuru Var:

Bu bölümde de eleştirilerimi yazacağım. Öncelikle çabuk kilo verdiren şeyler çabukta aldırır. Daha önce paket satın almış bir arkadaşım çok güzel kilo verdiğini ama hepsini kısa sürede geri aldığını söyledi.Bu benim olumsuz düşünmeme sebep oldu. İkinci olarak 10-15 dakika o kıyafetleri giymek , aparatları takmak sürüyor ve benim gibi biraz sıkıntılı bir tipseniz bu sizi biraz rahatsız edebilir.

Seninle konuşmadan ne düşündüğümü nereden bilebilirim ki?

YAZAR : Pazartesi, Kasım 16, 2015
Seninle konuşmadan ne düşündüğümü nereden bilebilirim ki?
 
Bazen düşünür düşünür işin içinden çıkamayız. O zaman biriyle  konuşmak (ama herhangi biri değil tabi) iyi gelir, Bazen sadece kendi sesimizden olayları dinlemek bile farkında olmamızı sağlar. Benim hayatımda çok şükür ki böyle arkadaşlarım var. Ne zaman ihtiyacım olsa , uzun zamandır görüşmemiş bile olsak, yanlarında bütün kalkanlarımı indirdiğim arkadaşlarım. Sadece gardını indirebilmek bile çok güzel bir duygu. Öyle değerli ki bu arkadaşlar. Ruh eşleri. Cemalnur Hocam "biz konuşmadan ruhlarımız konuşur" der. Ruhlar konuşup anlaşırsa biz konuşup anlaşırız. 
Siz de yaşamışsınızdır "sanki onu hep tanıyordum" hissini. Eskiden beri tanıyormuş hissini.Böyle hissettiğimiz insanları kaybetmemek gerek.  
Daha öncede bahsettiğim bir arkadaşım var Hilal. Çılgın Polyannam benim. Bir gün işten çıkmış yolda yürüyordum. Hilal'le karşılaştım "nereye gidiyorsun" dedi. Ben de "Forex'i biliyor musun?" dedim. "Hayır" dedi. "Bir aracılık firmasına gidiyorum sen de gel" dedim. Hemen "tamam" dedi. Sonra "forex ne bilmiyorsun, nereye gideceğimizi sormuyorsun,benim orada ne işim var demiyorsun, nasıl bir insansın sen?" dedim. Epey bir güldük buna ve bana dedi ki "sen gidersen ben de gelirim". 
İçinden çıkamadığım bir olay yaşadığımda hemen ona anlatmalıyım diyorum." Seninle konuşmadan ne düşündüğümü nereden bilebilirim ki?" cümlesini söylediğimde çok sevdi. Zaten ben de bu cümleyi okuduğumda aklıma ilk o gelmişti.
Onunla konuşmadan ne düşündüğümüzü bilemeyeceğimiz dostlarınız olsun hayatımızda. Sevgilerimle....

Perşembe Seçmeler

YAZAR : Pazartesi, Kasım 16, 2015

Ödüllü Blog Keşif Etkinliği

YAZAR : Pazartesi, Kasım 16, 2015
Merhabalar

Benim yaptığım etkinliğe gelen yorumlardan öğrendiğim bu etkinliği sizlere duyurmak istiyorum. Yaz aylarının rehaveti geçti ve herkes blogunla daha çok ilgilenmeye başladı.Sevindirici bence.
Bu etkinlikte bir de ödülller var. Herkese iyi şanslar.

Çekiliş Ödülleri


1      Kitap Yurdu’ndan Kitap Hediyesi

a-       1 kişiye 40 TL’lik kitap

b-      1 kişiye 30 TL’lik kitap

c-       1 kişiye 20 TL’lik kitap

2      Banner Reklam Hediye

a-       1 kişiye 1 aylık 150x150 banner

b-      1 kişiye 1 aylık 125x125 banner

Çekilişe katılım kuralları


1-      Çekilişi duyuran bir yazı hazırlayıp bloğunuzda paylaşın.

2-      Çekiliş tanıtım yazısı içerisine aşağıdaki yazıyı ekleyin.


Kişisel Blog Yazarı doktorhayat.com ve Blog Tanıtım Sitesi blogumutanit.com'un   ortaklaşa geçekleştirdiği çekilişe tüm blog yazarları davetlidir. Çekiliş hakkında bilgi almak için buraya tıklayın.

3-      Doktor Hayat ve Blogumu Tanıt’ı İzleyiciler kısmından takibe alın.

4-      Çekiliş yazınızı en az 1 sosyal medya hesabınızdan paylaşın.

5-      Bu yazının altına yorum kısmından çekiliş duyurusu yazınızın ve sosyal medya paylaşımınızın linkini ekleyin.



Bovermişim Boşvermişim Dünyaya:)

YAZAR : Cumartesi, Kasım 14, 2015
Boşvermişlik seviyesi tavan yapmış insanlar, insanlarımız:)
 
"Tamam annem sen orda devam et uyumaya ben facebook'ta eltimgile bakayım bi"

 
Dünya yansa hasırım tütmez yeminlen:)

 
İçimde bir şey unutmuşum hissi var ama ne?

 
Özür dilemiş işte adam daha ne yapsın?

 
Bunu yapan kişinin iyimserliğinden istiyorum:)

 
Ben otobüsümü beklerim kardeşim baaaane:)

 
Bu kadar uygunsuz koşullarda bile uyuyabilecek kadar gamsızsan niye intihar etmeye kalkıyorsun ki?

 
Çok efkarlandım , batıyoz mu laa?

 
Ah o bekleyenler bir bilseler oyun oynadığını,seni linç ederler yemin ederim.

 
İşte hayatı çözmüş bir vatandaş "akışına bırakmış":)

Blogger tarafından desteklenmektedir.