Anne Olmadan Önce Mutlaka Okunması Gereken Bir Kitap

YAZAR : Pazartesi, Nisan 29, 2019
annenin duygusal yokluğu ile ilgili görsel sonucu

Daha önce bu kitap hakkında bir yazı yazmıştım ama o zaman henüz okumamıştım. Okuduktan sonra yazıyı kaldırdım. Çünkü o yazımda "hep anneler mi suçlu canım?" diyordum ve kadınların üzerine çok fazla gidildiğini düşündüğümü söylüyordum.
Yine hayatındaki tüm sorunları için bir suçlu arayan insanlar için aynı şeyi düşünüyorum ama bundan sonra anne olacak kadınların bu kitabı  okumasını  tavsiye etmek istiyorum. Yani hayatınızda yolunda gitmeyen şeyler annenizle ilişkinizden kaynaklanıyor olabilir ama onu suçlayıp kendinize acımak yerine geçmişe takılıp kalmamanız gerekir.
Bu kitap kendinizle , annenizle ve geçmişinizle yüzleşmenize yardımcı oluyor. Sarsıcı olduğunu söyleyebilirim. Ama kadınlar anne olmadan önce kendileriyle yüzleşmeliler ki kendi travmalarını çocuklarına taşımasınlar. Kendileriyle yüzleşip yaralarını sarıp ebeveyn olduklarında çocuklarına davranışlarını düzeltsinler.

annenin duygusal yokluğu ile ilgili görsel sonucu

Dünyanın en önemli görevi anne - baba olmak aslında, ama bunun bir okulu yok. Hepimiz anne babamızdan gördüklerimizi çocuklarımıza uygulayarak anne babalık yapıyoruz. Böylece onların yaptığı hataları tekrar edip duruyoruz. Zararın neresinden dönülse kardır. Bu yüzden geçmişe takılıp kalmadan, anne babalarımızın (büyük ihtimal kendilerince bizim için en iyisi olduğunu düşündükleri için) yaptıklarını düzeltebiliriz. 
Kitapta yeterli anne özellikleri diye bir bölüm var. Oradan alıntılar paylaşacağım sonra ki yazımda sizlerle. Anne olmadan önce okursanız faydalı olacağı kanaatindeyim.
Anneler, çocukları üzerinde ne kadar etkili olduklarını bilseler anne olmaktan korkarlardı. Çok büyük bir sorumluluk çünkü. O yüzden ben hep diyorum ki "kadın kendini sevmeli, güçlü ve mutlu olmalı ki mutlu, öz güvenli çocuklar yetiştirebilsin".

annenin duygusal yokluğu ile ilgili görsel sonucu

Kitabı okurken içinde yaşadığımız toplumu, kendi anneliğimi düşündüm. Kadınlara genel olarak çok fazla sorumluluk yüklendiğini, hayat şartlarının kadınlar için zor olduğunun hepimiz farkındayız. Keşke anneler o dönemde çok mutlu ve huzurlu olabilse. Bu her zaman mümkün olmayabilir ama anneler bilinçlenirse çocuklarına farklı davranabilirler.
Bir arkadaşımın dediği gibi "bir kadına öğret, herkese öğretsin" ya da "bir kadını eğit, bir nesil değişsin".
Sevgili kadınlar, ne kadar önemli olduğunuzu ve gücünüzü hiç unutmayın. Çevresel koşullar ne olursa olsun çocuklarınızı yetiştirirken gücünüzün ve öneminizin farkında olarak davranın. 

NESLİHAN ERDOĞAN'IN DÖNÜŞÜM HİKAYESİ!

YAZAR : Salı, Nisan 23, 2019

                                                                                                                                                     

Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli’nin danışanı Neslihan Erdoğan yepyeni bir dönüşüm hikayesine imza atacak. Fazla kilolarından şikayetçi ve daha formda yaşamak isteyenler için son derece ilham verici olacak bu hikayeye ortak olmak ister misiniz?

Neslihan Erdoğan, tam bir ay boyunca Taylan Kümeli’nin kendisi için özel olarak hazırladığı diyet ve egzersiz programı yanında, tahlil sonuçlarına göre doktorunun kendisine önerdiği  XL-S’ten de destek alacak.  Kilo Kontrol Amaçlı Enerjisi Kısıtlanmış bir gıda olan ve XL-S Nutrition’u, shake olarak öğünlerinden bazıları yerine tüketecek Neslihan Hanım, bitkisel kaynaklı doğal bir lif olan Litramin içerikli gıda takviyesi olan XL-S Expert  ile de diğer öğünlerinde aldığı yağdan gelen kalori miktarını kısıtlayacak.
Kilo Kontrol Amaçlı destek ürünlerini kullanırken bir doktora danışmak, çok iyi araştırmak ve en doğru ürünü seçmek çok önemli. Neslihan Hanım da bu anlamda doktorunun önermiş olduğu, Almanya’da üretilen, Türk Gıda ve Tarım Bakanlığı onaylı XL-S ürünleri ve Taylan Kümeli’nin önerileri ile ideal kilosuna kolayca ulaşacak.

                                           
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte forma girmek isteyen herkes, Taylan Kümeli’nin kişisel Instagram  hesabından veya XL-S Türkiye hesabından bu dönüşümü adım adım takip edebilir.
Taylan Kümeli’nin ipuçlarından faydalanmak, XL-S ürünleri hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak ve kendi dönüşüm  hikayenizi yazmak isterseniz Neslihan Hanım’ın yolculuğundan ilham alabilirsiniz.  Bol şans!

                                             

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Gandhi'den Hayat Dersleri

YAZAR : Salı, Nisan 16, 2019
gandhi den hayat dersleri ile ilgili görsel sonucu

*Gandhi’nin hayatla ilgili sorulara verdiği cevaplar...*

1) En güzel gün?
💮Bugün
2) En kolay şey?
💮Yanılmak
3) En büyük engel?
💮Korku
4) En büyük yanlış?
💮Vazgeçmek
5) Bütün kötülüklerin temeli?
💮Bencillik
6) En güzel oyalanmak şekli?
💮Çalışmak
7) En büyük çöküş?
💮Ümitsizlik
 En iyi eğitmenler?
💮Çocuklar
9)Temel olan şey?
💮İletişim
10)Seni en çok mutlu eden şey?
💮Başkalarına faydalı olmak
11) En büyük gizem?
💮Ölüm
12) En büyük kusur?
💮Huysuzluk
13) En tehlikeli kişi?
💮Yalancı
14) En zararlı duygu?
💮Kıskançlık
15) En güzel hediye?
💮Bağışlama
16) En kısa yol?
💮Düz (doğru) yol
17) En güçlü duygu?
💮İç huzur
18) En iyi koruyucu?
💮Iyimserlik
19) En gerekli kişiler?
💮Ebeveyn
20) Hayattaki en güzel şey?
💮Sevmek

gandhi den hayat dersleri ile ilgili görsel sonucu

Türk İnsanının D Vitamini Düşük

YAZAR : Cuma, Nisan 12, 2019
d vitamini canan karatay ile ilgili görsel sonucu


Yeni başladığım iş yerinde bir uygulama varmış, çok güzel. Her personel için bir sağlık dosyası tutuyorlarmış ve yılda bir tüm testlerinizi yaptırıp dosyanıza koyuyorlarmış. Hatta takip edilecek bir rahatsızlığınız varsa onu bile zamanı geldiğinde hatırlatıyorlarmış.
Bazı iş yerlerinde düzgün uygulanıyormuş bu ama ben yıllardır çalışıyorum ilk defa denk geldim. Ve çok beğendim. Çünkü sağlık bakanlığına bağlı bir kurum burası, sağlığın bakanlığı kendi çalışanlarının sağlığına önem vermeli bir tık daha sanki:)

d vitamini canan karatay ile ilgili görsel sonucu

Neyse efendim testler sonucunda D vitaminim alt sınırın biraz üzerinde , normal değerler arasında çıktı. Son bir haftadır bütün vücudumda ki kemikler ağrıyordu. Normal değerler arasında çıktığı için D vitamini takviyesi yazmadı doktor ama 10-43 arası normal değer olarak belirlenmiş. Ancak "D vitamini değeri kaç olmalı?" diye araştırdığımda normal sağlıklı bir insanın en az 50 civarı olması gerektiği bilgisini buldum. Sonra aklıma Cana Hoca geldi. Bu konuda bir sürü videosu var. Sonuç olarak D vitamini takviyesi kullanmaya karar verdim. Dört gündür kullanıyorum ve kemik ağrılarımın geçtiğini, kronik yorgunluğumun azaldığını gözlemledim.
Türkiye gibi çok güneş alan bir ülkede nasıl oluyor da bu kadar çok insanın D vitamini düşük olabiliyor anlam vermek güç ama öyleymiş maalesef. Canan Hoca diyor ki bu konuda "yüksek koruma faktörlü güneş koruyucular kullandığımız için, güneş ışınlarının zararlı olduğu söylenen öğlen saatlerinde dışarı çıkmadığımız için, yanlış beslenme vb.... kaynaklanıyor".

d vitamini canan karatay ile ilgili görsel sonucu

D vitamini ile ilgili araştırmalarımdan bulduğum bilgileri derlediğim bir yazı daha yazacağım. Çünkü benim ağrılarım geçti ve belki sizde de eksikliği vardır da fark etmenizi sağlar. Tabi ben sadece kendi deneyimimi yazıyorum, siz de öyle yapın demiyorum kimseye. Yoksa çıkar birileri kızar, insanları yanlış yönlendirme der:)
İnsanların artık yanlış yönlendirilmelerinin, kandırılmalarının çok kolay olmadığını düşünüyorum. İnternet varken, youtube varken insanlar körü körüne bir şeyler alıp kullanmazlar zannımca. Öyle de yapmamalılar zaten. Herkes bilinçli olmak durumunda.

d vitamini canan karatay ile ilgili görsel sonucu

D vitamini o kadar önemli ki hayatımızda hiç bilmiyoruz. Mesela depresyonu tetikliyormuş azlığı, kronik yorgunluğa sebep oluyormuş, kemik ağrısına ve hatta kansere bile sebebiyet veriyormuş.
Yani bu tarz şikayetleriniz varsa bir test yaptırmanız mantıklı olur. Test değerleri konusunda da doktorlarla konuşmak ta iyi olur. Herkesin bünyesi farklı. İhtiyaçları farklı.
Sonuç olarak ben kendimi daha iyi hissediyorum. Birilerinin de işine yararsa bu bilgiler mutlu olurum.



Beynimiz Ve Kelimeler

YAZAR : Salı, Nisan 09, 2019
olumlu düşünce karikatür ile ilgili görsel sonucu
Kullandığınız her sözcükle bir anlaşma imzalarsınız.
Hem kendinizle hem karşınızdaki ile hem de tüm evrenle!

*Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa*
*Bugün ne konuştuğuna baksın.*

Muhtemeldir ki bugün en çok konuştuğunuz şey yarının deneyimi olacak

O halde sadece OLMASINI İSTEDİĞİNİZ şeyleri söyleyin.*

"Ben hasta olmak istemiyorum "yerine,
*”ben sağlıklıyım."*
"Yaşlanmak istemiyorum" yerine
*"Ben her daim genç kalıyorum.."*
Yaşlanmak istemiyorum diyen insanların oradaki odağı yaşlanmaktır mesela...
*Ve sonucunda yaşlanmak kaçınılmazdır.*

*Öyle ki beyin negatifi algılamaz*

*Söylenen her sözü gerçek kabul eder.*

Mesela siz, *"Unutma"* dediğinizde onu *"unut"* olarak alır.

Onun yerine *"Aklında tut"* demek daha doğrudur.

Birisine,
“Panik yapma”
dediğinizde daha fazla panik olacaktır.

Bunun yerine *"sakin ol"* demek daha uygundur.

Bu yüzden ne yapmak *istemediğimizi değil ne istiyorsak onu söylemeliyiz!*

 kiÅŸisel geliÅŸim karikatür ile ilgili görsel sonucu
Birisi size eğer sizi gördüğünde *"hasta gibi görünüyorsun"* dediğinde,
eğer siz buna inanır ve onaylarsanız bu anlaşmayı imzalamış olursunuz ve çok fazla sürmeden hasta olacağınıza dair sizi temin ederim!

Hastalık demişken bazı insanlar var hastalıklarına sıkı sıkı sahip çıkan...
*"Benim şekerim var!"*
*"Benim tansiyonum var!"*
*BENİM..!!!*
"Benim" diyerek siz bu kadar sahip çıkarsanız o hastalık da sizi hayatta bırakmaz!

*Çünkü"Ben" diye başlayan her cümleyi bilinçaltı sahiplenir ve emir kabul eder.*

Bazen de kişi burada kurbanı oynamayı seçer. Hatta bazen bundan hoşlanır bile..
Çünkü o hastadır ve çevresinden daha önce görmediği ilgiyi görüyordur.
*Farkındalığı olan kişi ise o noktada bedeninin kendine verdiği mesaja bakar.*
Ve şu soruyu sorar *"Bilmem gereken şey ne?*
*Hayatımda neyi değiştirmem gerekiyor?"*
"Neden ben?" değil..
*"Nerede hata yaptım*
*Ve bu hastalıkla bedenim beni uyarıyor?"* demeliyiz.

Büyüklerin çok söylediği bir söz vardır.

*"Bir şeyi kırk kere söylersen olur."*

Hiç düşündünüz mü neden acaba?

*Çünkü dil neyi çok söylerse, bilinçaltı onu gerçek kabul eder, beyin onu gerçekleştirmek için harekete geçer.*

*OLUMLU KONUŞMAK ve DÜŞÜNMEK işte bu yüzden çok önemlidir.*

Dr. şöyle der: *"Olumlu kelimelere odaklanarak ve bunları yansıtarak genel sağlığınızı iyileştirebilir ve beynimizin işlevselliğini artırabiliriz.*
 inanırsak olur bence karikatür ile ilgili görsel sonucu

Enerjinizi hangi kelimeler üzerine odaklıyorsunuz?

*Eğer hayatınızın istediğiniz kadar güzel olmadığını fark ettiyseniz,*
*olumsuz kelimeleri ne sıklıkta kullandığınızı not etmek için bir defter tutun.*

Gerçekten daha iyi bir hayatın ne kadar kolay ulaşılabileceğini gördüğünüzde şaşıracaksınız.

*Kelimelerinizi değiştirin, hayatınız değişsin..*

Sözlerinizle birlikte davranışlarınızda değiştiğinde siz değişmeye başlarsınız.
*Siz değiştikçe yaşamınızda değişir.*
*Bir bakarsınız ki yaşamınız söyledikleriniz, düşündükleriniz, davranışlarınız olmuş..*

Bu yüzden *olmasını* istediğiniz şey neyse ona odaklanın *olmamasını* istediğinize değil..!

Şimdi şu iki cümleye bakın. Ve iki cümlenin de ayrı ayrı size ne hissettirdiğini düşünün..

- Bugün hava çok güzel ama yarın yağmur yağacak.
- Yarın yağmur yağacak olsa bile bugün hava çok güzel!
Sadece iki kelime AMA ve OLSA BİLE kelimeleri cümledeki ifadeyi ne kadar değiştiriyor değil mi? İlkinde olumsuz bir duygu durumu ikincide ise her şeye rağmen mutlu olma durumu.

*Biz sade düşüncelerimizden değil, duygularımızdan da bütün evrene karşı sorumluyuz.*
*İçimizdeki kinden, nefretten, intikam duygusundan yükselen eksi elektrik, dünyadaki bütün zerreleri ürpertiyor,*
*Haberimiz var mı?*
*Veya içimizden yükselen ve içine yeryüzündeki bütün insanları, bütün hayvanları, bütün nebatatı, bütün eşyayı içine alan*
*bir hayır dua,* *bir güzel dilek,* *dalga dalga bütün zerrelere,* *iyinin, güzelin,* *temiz, asil ve yüce olanın ışınlarını yayıyor.*
*Ne olur kalbimizi, kafamızı* *hep sevgiyle, saygı ile,* *edep ile, incelikle,* *güzel duygularla doldursak."*

* Şems-i Tebrîzî der ki…*

* Eğer hala KIZIYORSAN* Kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir.

*Eğer hala KIRILIYORSAN* Gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir.

*Eğer hala KINIYORSAN,*  af makamına ulaşmamışsın (öfke ve kin seni cayır cayır yakıyor) demektir.

*Eğer hala ”BEN” demekten vazgeçmiyorsan,*
*dizginlerin hala nefsinin elinde* *ve sen bu esarete boyun eğiyorsun demektir.*

*Eğer hala musibetlere yana yana üzülüyorsan, gerçeği bilmiyorsun demektir.*

Eğer hala şikayet ediyorsan, HAKİKATİ göremiyorsun demektir.

Huzurlu mutlu güzel günler yaşamanız dileğiyle.



Blogger tarafından desteklenmektedir.