Alışveriş Çılgınlığı - Efsane Cuma'nın Ardından

YAZAR : Perşembe, Kasım 29, 2018

black friday ile ilgili görsel sonucu
  
  Bu sabah işe gelip bilgisayarımı açtığımda Başak Kablan'ın yeni videosunun bildirisini gördüm ve hemen açtım. Daha öncede bahsetmiştim onu çok seviyorum. Tarzını, seçtiği konuları ve dolu dolu şeyler anlattığı için bir şeyler öğrenmeyi seviyorum. Bugün izlediğim videosunda bir hikaye anlattı . Kapitalizmi en iyi anlatan hikaye dedi hikayeye başlarken . Hikaye şöyle; "Biz izci kampında izci kampının oymak beyi izci çocuklardan birini yanına çağırır ve der ki :" Ray bugün iyi bir şey olarak ne yaptın?" Ray de; "Hanry , Walter ve ben yaşlı bir teyzenin karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik" . "Çok güzel, fakat neden bunu 3 kişi yaptınız ki?" Ray ; "çünkü yaşlı teyze karşıdan karşıya geçmek istemiyordu".   Kapitalist sistem tam olarak bunu yapar, senden izin almadan, sana sormadan seni karşıdan karşıya geçirir. Ve sen geçtikten sonra ne olduğunu fark edersin. Aynı şekilde alışveriş yapıp yapıp eve gelip "ben bunları niye aldım" dediğin gibi:)" .

black friday ile ilgili görsel sonucu

 Hikayeye ve kapitalist sistemle bağlantı kurmasına bayıldım. Aklıma geçen hafta ki "efsane cuma" geldi. Hemen hemen herkes o gün bir şeyler aldı. İnsanların çok mu ihtiyacı vardı ki? Sanmıyorum. "Herkes alışveriş yapıyor, bu kadar insan yanılıyor olamaz, gerçekten de çok indirim var" düşüncesi insanları çok etkiledi bence. Mesela ben AVM'ye gittiğimde aslında fiyatların aynı olduğunu , abartılı bir indirim olmadığını gördüm ve bir şey almadım. Bir arkadaşım bir hafta önce 65 liraya aldığı pantolonun efsane cuma da fiyatının 150 liraya çıkartılıp sanki indirim yapılmış gibi 90 liraya satıldığını fark ettiğini söyledi. Başka bir yerde de elektronikte aynı şeyin yapıldığını okudum. Ve insanlar çıldırmış gibi alışveriş yaptılar. Bazı markalarda indirim vardı kesinlikle ama efsane olacak bir şey yoktu ortada. 
Aslında artık fark etmeliyiz bu algı oyunlarını. Herkesin bizim paramızın peşinde olduğunu. Kazanmak için sabahın erken saatlerinde kalkıp yollara düştüğümüz, trafikle cebelleşip strese girerek işe ulaştıktan sonra bir sürü iş ve insanla uğraşmak zorunda kaldığımız parayı bizden almak için tüm bunlar. Çocuğumuzdan , sevdiklerimizden hatta kendimizden zaman çalan, hasta bile olsak gitmek zorunda olduğumuz işlerimiz sayesinde kazandığımız para.

black friday ile ilgili görsel sonucu

  Böyle düşününce insanın cimrileşesi geliyor değil mi? Cimrilik değil bu kesinlikle aslında emeğimizin, yaptığımız fedakarlıkların değerini bilmek. Bir süredir para harcamaktan hoşlanmamaya başladım. Cimri oldum yani:)) Ah keşke biraz olabilsem. Ama eskiye oranla para harcarken gerçekten de daha tutumluyum ve düşünüyorum gerçekten ihtiyacım var mı diye. Ve aslında dolaplarımız kıyafet ve ayakkabıyla, ıvır zıvır bir sürü şeyle dolu. İhtiyacımız olan çok az şey var. 
Alışveriş yapma hastalığı psikolojik bir sorun aslında. Neyin yerini doldurmak için alışveriş yaptığımızı kendimize sormamız gerek. 
Sonuç olarak ben diyorum ki; para kazanmak kolay değil ama harcamak çok kolay. Lütfen harcama yaparken o parayı kazanmak için ödediğiniz bedelleri düşünün. Gereksiz bir şey almayın. Hani bir reklam vardı, kadın bahçe makası satın almak için alışveriş sepetine koyarken kocası "hanım bizim bahçemiz yok ki" diyordu ya. Onun gibi yapmayın. Benden söylemesi.

Başak Kablanı'ın bahsettiğim videosunu izlemek isterseniz linki:https://www.youtube.com/watch?v=npiwznk1YLo&feature=push-sd&attr_tag=blMhxjswOHiaK4kJ%3A6


Probiyotik Krem Ne İşe Yarar? Probiyotik Krem Tarifi

YAZAR : Salı, Kasım 27, 2018

Kadın, Portre, Yüz, Cilt, Kalıcı Makyaj

  Bir süredir probiyotik içerikli krem kullanmaya başladım. Başladım ama neden başladım , bir sorun bakalım. "Bu probiyotik te çok ünlü oldu" dedim kendi kendime, artık her şeyde kullanılıyor. Probiyotik yani sağlıklı bakteriler sadece bağırsak florasına faydalı değil, cildimiz için de faydalı. Ben kullanmaya başladıktan sonra fark ettiğim en güzel etkisi sivilce çıkmasına engel olması. Zaman zaman yüzümde sivilce çıkıyordu probiyotikli kremden önce ama kullanmaya başladıktan sonra çıkmak istiyor ama çıkamıyor:))) , sivilce çıkmaya yelteniyor ama vazgeçiyor. Ayrıca cildimi nemli tuttuğunu hissediyorum.
 
Probiyotiklerin Cilt İçin Faydaları:
Probiyotikler cildi kötü organizmalardan koruyor ve antimikrobiyal peptidler adındaki doğal antibiyotikleri üretiyor ki bu enzimler cildin kötü bakterilerle savaşmasını sağlıyor. Ciltteki iltihaplanmayı azaltarak cildin erken yaşlanma belirtilerini engelliyor.
Probiyotikli nemlendiriciler her cilt tipine uygun ama özellikle kronik kızarıklıktan şikayet eden ciltler için ideal. Dış etkenler sonucu yüzümüze gelen mikroplara karşı koruyucu duvar oluşturuyor. Sivilce ve egzama gibi cilt sorunlarıyla savaşıyor. Ayrıca probiyotikler yoğun nem sağlıyor ve nemin ciltte daha uzun süre kalmasını sağlıyor.

Yani nemli,  sivilcesiz ve sağlıkla ışıldayan bir cilt için probiyotikli krem gerekli. Ben şimdiye kadar hep satın aldım ama probiyotikli kremi evde doğal bir şekilde de yapabilirsiniz.
 

Probiyotikli Krem Yapımı

Malzemeler:

60 gr Hindistan Cevizi Yağı
50 gr Kakao Yağı
10 gr Balmumu
60 gr Biberiye Yağı
Probiyotik Şase ve ya Probiyotik Maya Bakterisi
Tercihe bağlı esansiyel yağ(koku vermesi için)

Yapılışı:

Biberiye yağı, esansiyel yağ ve probiyotik hariç diğer malzemeyi temiz bir cam kapta mikrodalga da eritin. Benmari usulü de olabilir. Eriyen yağ karışımına biberiye yağını da ekleyerek  yağlar soğuduktan  sonra Probiyotik Mayayı ilave edin. Probiyotikler sıcağa dayanıklı olmadığı için soğuduktan sonra ilave etmek önemli.  Son olarak esansiyel yağı ekleyip krem kutusuna koyup kullanabilirsiniz.




Blog Yazmanın Sonuçları

YAZAR : Perşembe, Kasım 22, 2018
  
  Nereden geldiyse aklıma, yaklaşık 4 yıldır blog yazdığımı ve bu süreçte  yaşadıklarımı düşündüm bu sabah. Bir çok insan tanımanın ve bilinen şeyler dışında aklımda kalan bir kaç olay var. Bugün sizlere onlardan bahsedeceğim.

Pantolon, Jeans, Liste, Kağıt, Font

  Yaklaşık 3 yıl önceydi sanırım, sildiğim için tam tarihini bilemeyeceğim, yoga kursu araştırıyordum. Ama tam da o sıralarda bir yoga hocası ile ilgili taciz olayı patlak vermişti ve eşim de bu konuyla ilgili benimle dalga geçiyordu. Yazımda bunlardan bahsettim ve kişinin ismini de yazdım. Sonra 1 ay falan geçmişti ki bir gün telefonum çaldı. Kendisini o yoga hocasının avukatı olarak tanıştıran bir kadın müvekkiline yönelik suçlamaların düştüğünü , aklandığını ve insanları kötü etkileyecek yorumların olduğu yazımı silmem gerektiğini, yoksa hakkımda yasal işlem başlatacaklarını söyledi. Bende tabi ki sileceğimi söyledim, böyle bir şey için mahkemeyle uğraşacak halim yok:) Ve buradan ne öğrendim ; insanlar hakkında yazarken çok dikkatli olmalı ve yazdığımız hiç bir şey gizli kalmıyor. Herkese ulaşabiliyor, hatta kişinin kendisi bile okuyabiliyor. Yani kendinizi küçümsemeyin "amaaan kim okuyacak blogumu ya da sosyal medya paylaşımımı demeyin. Örnekte görüldüğü gibi okuyorlar:) Ayrıca telefon numaramı gizli bilgi olarak işaretlememe rağmen beni nasıl buldular anlayamamıştım. Yani birde şunu anlayın ki "size her türlü ulaşıyorlar" :)
Eller, Smartphone, Sosyal Medya

  İkinci olarak çok severek izlediğim bir gezi programının sunucusu bayanla  ilgili bir yazı yazmıştım, sanırım onu da silmişim . Aslında silmem gerekmiyordu onu ama neden sildiysem artık? O yazımın altına bu kişi uzuuuun bir yorum yazmış. Benim yazdığım yazıda onu kıskandığımı söylemiştim şakayla karışık bir şekilde ama yazı genel olarak eleştirel değildi. Yani aslında rahatsız olmasını gerektirecek bir şey yoktu içerikte. Ama nedense rahatsız olmuş ve "aslında işin görünen yüzünün çok renkli olduğunu ama arka planda çok zor ve zahmetli olduğunu ve kıskanmamam gerektiğini, işin aslını bilmeden kıskanacağıma kendim bir şeyler yapmak için çabalamamı" falan söylemiş. Yani biraz paylamış beni:) Hiç gerek yokken bu yorum üzmüştü beni, çünkü dediğim gibi severek takip ettiğim, çok güldüğüm bir programdı ve yazdığım yazı da onu ve programı çok sevdiğimden, dünyayı gezmek gibi bir işi olmasının şans olduğundan ve birazcık kıskandığımdan bahsetmiştim. Neyse bu da böyle bir anı olarak yer aldı hafızamda. Buradan ne öğrendik? Sadece kimin hakkında yazdıysanız o kişini sizi okuyabileceğini öğrendim, başka bir şey öğrenmedim:(



Ä°lgili resim

Üçüncü olarak aklımda yer eden anım; Prof. Dr. Derya Uludüz'ün "Mutlu ve Huzurlu Olmanın Formülleri" isimli yazıma yazdığı yorum beni çok mutlu etmişti.

"Selamlar Kadriye Hn,
Bu yazının yazarı olarak ben bile tekrar okuyunca keyif aldım, duyarlılığınız ve ilginiz için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle.
Derya Uludüz"

 Birde yine bloğa yazıp instagramda da paylaştığım "zeytin yaprağı ile zayıflama" isimli bir yazıma instagramdan takipleştiğim bir diyetisyen çok kızmış ve bana mesaj atmış "insanları böyle yönlendirmeniz çok yanlış, şunun suyu bunun sapı faydalıdır diyerek kötü yönlendiriyorsunuz. Getirin bana bu konuyla ilgili makale, literatür, araştırma sonucu , o zaman tamam diyeyim" demiş, çekişmiş bana:))) Bende dedim ki; "beni okuyan insanlar çok bilinçli, araştırmadan hiç bir şey yapmazlar ve ben kullanılmasını önermiyorum yazımda kullanıp sonuç almış birisiyle konuşmamı anlatıyorum sadece". Sonrasında düşündüm televizyonlarda bas bas bağıran "şunun suyunu, bunun çöpünü iç" diyen insanları hiç görmemiş her halde bu diyetisyen arkadaş ve sanırım kendisi zeytin yaprağının bir işe yaramadığı ile ilgili araştırma yapmış ki ateşli bir şekilde kızıyor. Kendisini otorite olarak görüyor.


Sonuç olarak diyeceklerimi toparlayacak olursam blog ve ya sosyal medya paylaşımlarınıza dikkat edin.Her etki bir tepki yaratır,her şeyin bir bedeli vardır ona göre yazın ve insanları mutlu etmek  üzmek kadar kolay:)))

Çok Şey Mi İstiyorum?

YAZAR : Salı, Kasım 20, 2018
multi tasking ile ilgili görsel sonucu

Aşağıdaki yazıyı okuyun bakalım size de tanıdık gelecek mi?

"BEN DE
Sekiz saat çalışıp geldiğimde yemek hazır sofra kurulu yiyip bir kenara çekilip TV izlemek istiyorum.
Sofra kaldırılmış bulaşıklar yıkanmış çayım demlenmiş  meyvem çerezim gelmiş keyifle yiyip içip uykum geldi gidip yatmak istiyorum.

Banyoya , wc girip her seferinde temizlenmiş görmek ama kimin temizlediğini dert etmemek istiyorum.
Annem babam akrabalar misafirler gelsin saatlerce ikramlık hazırlansın , ikram edilsin tonlarca çıkan bulaşığı biri yapsın ben gırgır şamata muhabbet edeyim misafir gidince de evi tertemiz bulmak istiyorum.

Çocukların ödevini takip etsin yemek seçtikleri için her birine ne yer kaygısı çeksin , sürekli isteklerine karşılık versin tertemiz giydirsin uyutsun , okul ders takibini yapsın  dışardan etkilenip kötü huylar edinmesini , konuşmasını engelleyecek , abur cubur için,  tablet saatlerce ısrarlara karşılık verecek bana dokunmayacak birini istiyorum.
Pazar alışverişim yapılsın , çöpüm atılsın , çamaşırım yıkansın , ütülenip çekmecede giymem için hazırlansın istiyorum.
Hergün ne yiyeceğim düşünülsün alışverişe çıkılsın ama az para harcansın istiyorum.

Her şeyi yapsın ama dırdır etmesin istiyorum.
Hep yüzü gülsün hiçbir yeri ağrımasın hep hizmet etsin istiyorum.
ÇOK ŞEY Mi İSTİYORUM...🙄🤔😉"

Fenerbahçe'den He For She Kampanyasına Destek

YAZAR : Salı, Kasım 13, 2018
Erkeklik yeniden tanımlanmalı

He For She Kampanyası Birleşmiş Milletlerin yıllar önce başlattığı kampanya. Kadın erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla erkeklerinde desteğini alma amaçları var. He for she yani kadın hakları için erkeklerin de desteği demek. Bu kampanyada ki en önemli slogan erkeklere "sen olmadan yapamayız". Yani eşiniz, babanız, erkek kardeşiniz, oğlunuz, hayatınızda ki erkeklerin desteğini istiyor bu kampanya. Fenerbahçe spor klubü bu kampanyayı desteklemeyee başlamış ve futbolcu formalarında artık #heforshe yazısı yer alacakmış. Fenerbahçe spor kulübünün bu desteğine çok sevindim. Daha fazla insanın, kulübün, sivil savunma örgütünün desteklemesini dilerim.
BM’nin bugün genel sekreter yardımcısı ve HeForShe küresel direktörü olan Elizabeth Nyamayaro, bu kampanya için Türkiye’ye gelmiş ve Hürriyet Gazetesi kendisiyle röportaj yapmış. Sizlerle aşağıda paylaşıyorum.

Erkeklik yeniden tanımlanmalı

Fenerbahçe Futbol Takımı, cinsiyet eşitliğine vurgu yapmak için BM kampanyasının ortağı oldu ve formalarına ücretsiz olarak HeForShe amblemini koydu. 8 yaşında onu açlıktan kurtaran BM’nin bugün genel sekreter yardımcısı ve HeForShe küresel direktörü olan Elizabeth Nyamayaro, bu kampanya için Türkiye’deydi. Hürriyet’e özel röportaj veren Nyamayaro, çocuk yaşta evlilikleri nasıl bitirdiklerini anlattı, ‘Erkeklerin rol modele ihtiyaçları var’ dedi.

 Erkeklik yeniden tanımlanmalı

Size neden ‘wonder woman’ diyorlar ?
Belki ‘wonder woman’ biraz iddialı bir tabir, gerçekten öyle miyim, bilemiyorum. Ama hikâyem şöyle: Zimbabve’de küçük bir köyde dünyaya geldim. Küçük bir köyde, büyükannem tarafından yetiştirildim. Beni o büyüttü ve çok mütevazı bir aileden geldiğimi söyleyebilirim. Çok kısıtlı imkânlarımız vardı. Ben 8 yaşındayken çok büyük kıtlık ve susuzluk oldu, kuraklık yaşandı. İki gündür yemek yememiştim. Artık güçsüzlükten hareket edemez hale gelmiştim. Neredeyse ölmek üzereydim. O sırada köyümüze Birleşmiş Milletler’de (BM) çalışan bir kadın geldi ve bana bir kap yemek verdi, bu şekilde hayatım kurtulmuş oldu. 
Bu da başkalarının hayatını kurtarma noktasında size ilham mı oldu?�
Hayır. O yaşa kadar okula da gitmemiştim. O yüzden pek çok şeyi anlayamıyordum. Tabii çok iyi hatırlamıyorum, küçüktüm, tek hatırladığım mavi üniformalı bir kadın geldi, “Neden buradasınız” diye sorduğumda bana çok ilginç bir şey söyledi. Aslında o zaman da ne dediğini çok iyi anlamadım. 
Dediği neydi?�
“Afrikalılar olarak biz birbirimize yardım etmeli, kalkındırmalıyız” dedi. Kuraklık iki yıl sonra tekrarladı. O zaman köyden kaçmak zorunda kaldık. Ben büyükşehre gittim. İlk kez orada okula gitmek imkânım oldu. İlk kez orada bu kadının BM için çalıştığını öğrendim. 10 yaşındaydım, ben de öyle olacaktım. 20 yaşında Zimbabve’den ayrıldım ve kendimi Londra’da Heathrow Havalimanı’nda buldum. 250 Pound’um vardı, ailem, arkadaşlarım yoktu. Hayalim BM’de çalışmak ve o mavi üniformalı kadın gibi olmaktı. Ve evet, 15 yıldır BM’de çalışıyorum. 2014 yılında BM Kadın Birimi çatısı altında ‘HeForShe’ hareketini başlattım. Amacımız erkekleri ve erkek çocuklarını aktif bir şekilde toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışmaya, bunun bir savunucusu olmaya yönlendirmek.
Sizi İstanbul’a getiren projeyi anlatır mısınız ?
Fenerbahçe Spor Kulübü ile küresel bir işbirliğini hayata geçiriyoruz. Fenerbahçe futbol takımı, 2018-2019 sezonunda HeForShe logosunu sağ kolunda taşıyacak. Bu işbirliğiyle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kitleleri harekete geçirmeyi hedefliyoruz.
Stadyumda kadın devrimi yapacaksınız yani…
Dünyayı değiştirmek ve eşitsizliği ortadan kaldırmak istediğimizde spor alanına da bakmamız lazım. Spor, erkek egemen bir alan. Güvenlik gibi konulardan dolayı kadınların da çok sıcak karşılanmadığı bir alan. Özellikle sporcuların, erkekler, özellikle erkek çocuklar için önemli rol modelleri olduğunu biliyoruz. Futbolcuların katılımıyla erkek çocuklarına yeni ve daha olumlu bir erkeklik vizyonu göstermeyi umuyoruz. 
Stadlardaki dil de değişmeli, çok küfür ediliyor ve o kadar seksist ki!
Bu yüzden bu alana girmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Spor alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yapılan yatırımlarda da göze çarptığını söyleyebilirim. Kadın sporcular erkeklere oranla çok daha az kazanıyor, bu da değişmeli.
Uzun zamandır bu işin içindesiniz. Erkeklerin derdini anlayabildiniz mi?
Evet aslında. HeForShe çalışmalarını başlatmadan önce çok uzun süre erkeklerle konuştuk. Erkekler, “Neden toplumsal cinsiyet eşitliği konularına dâhil olmuyorsunuz” dediğimizde üç cevap geldi. Birincisi, “Ben bunu bir kadın meselesi olarak görüyorum, buna katılmak zorunda olduğumu bilmiyorum…” İkincisi “Her zaman destek olmak istedim ama nasıl yapacağımı bilmiyorum, yanlış bir şey söylemekten korkuyorum”… Üçüncüsü “Kadın hareketi, sanki her şey bizim suçumuzmuş gibi erkekleri suçlayan bir söylemde bulunabiliyor. Buna destek vermek bizim için güç…” Günün sonunda bence sorun güç, iktidar dinamiklerinden kaynaklı. 
Bence iyi niyetli erkeklerle konuşmuşsunuz.  IPSOS’un yakında açıklanan bir araştırmasına göre erkeklerin yüzde 55’i kadınların çalışmak için eşlerinden izin almaları gerektiğini düşünüyor. Yüzde 43’ü ise erkeğin kazancı iyiyse kadının çalışmasına gerek olmadığını savunuyor. Bunlar aşina olduğunuz sonuçlar mı yoksa Türkiye ile ilgili mi?
Maalesef aşina olduğumuz, küresel bir sorun. Birkaç sene önce bir kampanya düzenledik. Google aramalarıyla ilgiliydi. “Women can’t” (kadınlar yapamaz) diye arama motoruna girdiğinizde karşınıza yüzlerce cümle çıkıyor. Kadınlar araba kullanamaz, kadınlar çalışamaz gibi… İşte bu yüzden HeForShe kampanyası önemli. Biz bu erkeklerin zihniyetini değiştirmek zorundayız. 
Modası geçmiş rollere hapsolmuş olan erkekleri nasıl çekip çıkaracağız?
Aslında erkekler de bu modası geçmiş ‘erkeklik rolleri’nden zarar görüyorlar. Onlar da bunun acısını çekiyor. HeForShe olarak erkekliğin yeniden tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz. Çok acı veren bir istatistik paylaşmak istiyorum. Dünyanın birçok yerinde, başta İngiltere olmak üzere genç erkeklerin en büyük ölüm sebebi intihar. Çünkü başarısızlık korkusu yaşıyorlar. “Evin ekmeğini kazanan kişi olmam gerekiyor, bütün kontrolü elimde tutmam gerekiyor” diye düşünüyor. Biz toplumsal cinsiyet eşitliğinin her iki cinse de faydasını gösterirsek, bu, erkekleri özgür kılan bir unsur haline gelebilir. 
Aslında bu erkekleri aileler, daha çok anneler büyütüyor. Yaşadıklarımız “Benim aslan oğlum”la yetiştirilmenin de sonuçları mı?
Bu sadece annelerin değil iki ebeveynin de sorunu. Çocuklarına ‘daha iyi’ olma vizyonunu anne ve baba birlikte vermeli. HeForShe hareketi olarak da buna dikkat çekiyoruz. Olumlu erkeklik rolü için babaya da ihtiyaçları var. Okullarda erkek çocuklar için bir müfredat geliştirdik. Nihayetinde semptomlarla ilgileniyoruz ama kökendeki nedene dönmemiz lazım. İyi rol model bulamayan genç erkeklerle ilgili çok ciddi küresel bir kriz var aslında… Bu sebeple burada bir futbol takımıyla ortak hareket ediyoruz. Erkek çocuklarına şunu göstermek istiyoruz : Hem sporda iyi olabilir hem de olumlu erkeklik rollerini benimseyebilirsiniz.
Genç kızlar rol model sıkıntısı çekmiyor mu?
Büyük ölçüde hayır. Annelerini, siyasetçileri, Malala’yı örnek alıyorlar. Erkekler için çok zor. 
Yeni çağın sorunu mu bu, geçmişte de böyle miydi?
Yeni çağın sorunu diyebiliriz. Aslında ABD’de bununla ilgili bir araştırma yaptık. Etki liderlerimiz arasında 10 CEO, 10 üniversite rektörü ve 10 devlet başkanı var. Hatta biliyorsunuz Koç Holding de onlardan biri… Stony Brook Üniversitesi bunlardan biri... ABD'de bir üniversitedeki tek ‘erkeklik merkezi’ne sahipler. Erkeklerden rol modellerini söylemelerini istemişler. Yüzde 95’i ‘rol modelim yok’ demiş. Yüzde 3’ü Barack Obama’yı göstermiş, yüzde 2’si ise babasını göstermiş. O yüzde 95’e “Neden rol modelin yok” diye sorduğumuzda, babasını geleneksel buluyor, annesini kontrol ettiğini, böyle olmak istemediğini söylüyor. Bu iyi haber, ancak alacakları bir rol model bulamıyorlar. Bir küçük örnek daha vermek istiyorum. Finlandiya Devlet Başkanı da bizim etki liderlerimiz arasında. Orada bir kızlar ve erkekler evini ziyaret ettim. Eğer bu çocuklar sokakta yaşıyorsa, aileleri yoksa ya da seks ticareti mağduruysa burada kalıyorlar. Bu çocukları iyileştirme kapsamında bir güçlenme panosu veriyorlar. O panoya kendi rol modellerini koysunlar istiyorlar. Kızlara ayrılan pano doluydu. Erkeklere ayrılan panoysa bir yıldır bomboş duruyormuş, kimseyi bulamamışlar. 
HERKES KAYBEDER
Niye SheForShe’ değil de ‘HeForShe’… Erkekler olmadan da bu işin üstesinden gelemez miyiz?
Aslında kadınların erkeklere ihtiyacı yok ama erkeklerin taahhüdüne ihtiyacı var. Sebebi şu: Kadınlar, kadınlar için çok uzun zamandır zaten çalışıyorlar. Birbirlerine destek oluyorlar ama kaydedilen gelişme çok çok az. Hatta son zamanlarda toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında geriye bile gittiğimizi söyleyebiliriz. Dünya genelinde iktidarın büyük çoğunluğu erkeklerin elinde olduğu için onların katılımına ihtiyacımız var. Bu cam tavan dediğimiz şeyi, kadınlar tabii ki çalışarak kırabilirler ama o cam tavanı oraya yerleştiren erkekler kaldırırsa çok daha kolay olacaktır.
Türkiye’de kaç kişi katıldı kampanyaya?
Kadın-erkek toplam yaklaşık 30 bin kişi… Spor alanında Fenerbahçe ile gerçekleştireceğimiz işbirliği sayesinde bu rakamın yukarı çıkacağını düşünüyoruz.
Diyelim ki toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayamadık…
Herkes kaybeder. Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi çok önemli. BM Kadın Birimi olarak şuna inanıyoruz: Kadınlar kalkınır ve gelişirse toplumlar da kalkınır ve gelişir. Kadınlar gelir elde ettiği zaman, erkeklere kıyasla topluma daha çok geri döndürüyorlar. 
ABD'deki “me too” akımı sizce nasıl bir farkındalık yarattı? Türkiye’de de bir sanatçı, yine başka bir sanatçı sevgilisinden gördüğü şiddeti cesaretle açıkladı.
Kesinlikle Me Too hareketi çok güçlü bir girişimdi. Mee too hareketi kadınları seslerini çıkarmaları için cesaretlendirdi. Yıllardır konuşmayan, kendilerine yapılanları açıklamayan ya da açıklamaktan çekinen, ününü kaybedeceğinden korkan birçok kadın bu hareketle beraber konuşmaya başladı. Değişimin, birbirimize destek verdiğimizde olacağını gösterdi. Ancak şimdi erkeklere dönmek istiyorum. Bir kadın çıkıp, “Bir erkek bana tecavüz etti” dememeli, bir erkek zaten bir kadına tecavüz etmemeli. Biz bunu sağlamalıyız. O yüzden HeForShe gibi hareketlere, erkeklerin katılımına ihtiyacımız var. 

KADINLAR YÜZDE 23 DAHA AZ ÜCRET ALIYOR
HeForShe taahhüdü diye bir şey var, nedir o ?
Bu harekete ilk giriş diyebiliriz. Erkekler bu kapsamda “Ben tarihin doğru tarafında yer alacağım” diye bir taahhütte bulunuyorlar. Gerçekleştirebilecekleri somut eylemler veriyoruz onlara. Bir söz değil, bu yola kendilerini adamalarını istiyoruz. 
Erkekleri ikna etmekte zorlanıyor musunuz?
Aslında çok ciddi bir sessiz çoğunluk var. Sorun da bu zaten. Nelson Mandela’nın çok güzel bir sözü vardı. “Kötülüğün kazanmasının yolu iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır”… Evet kötü erkekler de var, hiçbir zaman değişmeyecekler de var. Ama orta noktada duran, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen ama bunun için hiçbir şey yapmayanlar var. 
İş dünyasındaki en büyük sıkıntılardan biri, kadınlar çalışıyor, erkekler yükseliyor… Ne yapacak kadınlar?
Bu da çok büyük bir konu. Biz buna ücret uçurumu diyoruz. Küresel olarak baktığımızda bire bir aynı işi yaptığı halde kadınlar erkeklerden yüzde 23 daha az ücret alıyor. Bu şirketlerin çoğu erkeklerin yönettiği şirketler. Bu makası kapamak için çalıştığımız etki lideri CEO’lar var. Bu sistemi değiştirmeye çalışıyoruz. Özellikle iyi erkeklere ihtiyacımız var. Kadınların da güçlenmesi gerekiyor, az ücret aldıklarını söyleyebilecekleri ortam yaratmalıyız. Sistem erkekler tarafından, erkekler için oluşturulmuş… Dolayısıyla sistemi değiştirmek gerekiyor. 
Değiştirdiğiniz erkekler oldu mu peki?
Evet. İki örnek paylaşayım. İlki Nijerya’dan… Bir adam, her akşam karısını döven bir erkeğin yan komşusuydu. İcra Direktörümüz radyodan bir konuşma yapmıştı. Bu beyefendi onu dinliyor. Erkeklere, siz çözüm olmalısınız dediğini duyuyor. Ertesi gün, yan komşusu yine karısını dövdüğünde kadın ağlamaya başlıyor. Hayatında ilk kez komşusuna gidip, onunla yüzleşiyor. İcra direktörümüze mektup yazıyor, “Bu konuyla ilgili bir şey yapabileceğimi bilmiyordum, teşekkür ederim. İki hafta oldu ve ben yan komşumun ağladığını bir kez bile duymadım” diyor. Tabii hâlâ daha fazlasına ihtiyacımız var. İkinci örnek ise Malavi’den… Devlet Başkanı bir HeForShe lideri. Afrika kıtasında çok ciddi bir sorun olan erken yaşta evlilikleri bitirmek için bir taahhütte bulundu. Harekete katıldıktan sonra 15 ay içinde hükümet çocuk evliliğini yasadışı ilan etti. Malavi’de topluluk lideri erkekler, yaşlı erkeklerin daha genç kızlarla evlenmesini sağlıyor. Malavi’deki ülke ofisimiz bu şeflerle iletişime geçti. Onlara bu sorunun çözümünün bir parçası olma fırsatı verdiler. 12 ay içinde erken yaşta yapılan 20 bin evliliği iptal ettiler. Bu kız çocukları şimdi okula gidiyor. 
Bizde bu anlamda büyük acılar yaşanıyor. Erken evlendirilen kızlar, taciz ve tecavüzler. Fiziksel psikolojik şiddet gösterenlerin de eğitimli, sosyoekonomik durumu iyi insanlar olabildiğini gördük. Bu tüm dünyada size tanıdık gelen bir tablo mu?
Evet, ABD gibi bir ülkede bile sadece 4-5 eyalet çocuk evliliğini yasaklamış durumda. Diğer eyaletlerde serbest. Evet, şiddetin eğitim düzeyiyle hiçbir ilgisi yok. Çok eğitimli erkekler de iktidar savaşının içine girebiliyor. Me To ove cinsel tacize baktığımızda da bunların cinsellikle değil, güçle alakalı bir problem olduğunu görüyoruz, değil mi? Yani erkeklerin de mutlaka katılımını sağlamamız lazım.

Elma Sİrkesinin Cilde Faydaları Ve Ergenlik Sivilceleri

YAZAR : Pazartesi, Kasım 12, 2018

Bir süredir kızımın yüzünde de sivilceler çıkmaya başladı. Henüz ergenlikte değil ama eli kulağında:) Ve bunları çok dert ediyor kendisi. Ben de ona bir pamuğa elma sirkesi koyup sivilcenin üzerinde bir süre bekletmesini söyledim. Söylediğimi yaptı ve hatta sınıfta ki arkadaşlarına da önermiş. Onlar da denemiş ve sivilceleri geçmiş. Hafta sonu bir doğum günü için arkadaşlarının anneleriyle bir araya geldiğimizde bir arkadaşının annesi söyledi. 
elma sirkesi cilde faydaları ile ilgili görsel sonucu
Kendi ergenlik dönemimi ve sivilcelerimi düşündüm bu sohbetten sonra. Alnımda çok fazla sivilce çıkardı. O zamanlar internet yok tabi hasbel kader birilerinden duyduğumuz her şeyi denerdik. Özellikle o dönem estetik kaygıların tavan yaptığı bir dönem olduğu için sivilce meselesi büyük meseleydi bizim için. Birilerinden soğan suyunun sivilceleri geçirdiğini , hatta çıkmasını önlediğini duymuştum ve sanırım 15 gün boyunca her gece yatmadan önce soğanı rendeleyip suyunu anlıma sürüp yatmıştım. Kendim başta olmak üzere kokuya daha fazla dayanamadık. Kız kardeşimle aynı odada yatıyorduk o zamanlar ve olay çıkıyordu her akşam. Ertesi gün bile sürekli burnuma soğan kokusu geliyordu:) Sonrasında limon suyuna geçtim de yastık, yorgan ve evdekiler kurtuldu soğan kokusundan. 
Elma sirkesi de kokuyor ama çabuk geçiyor kokusu ya da soğan kokusundan daha iyi en azından.
 elma sirkesi cilde faydaları ile ilgili görsel sonucu
Elma Sirkesinin Cilde Faydaları:
Elma sirkesi antiseptik özelliğinden dolayı ve fazla yağı almasından ötürü sivilceleri geçirir ve enfeksiyon olmadan iyileşmesini sağlar.
Yaşlılık lekelerine iyi gelir
Cildin renk tonunun açılmasına fayda sağlar. Yani ciltteeki renk değişimlerini giderir ve renk tonunu açar.
elma sirkesi cilde faydaları ile ilgili görsel sonucu

Nasıl Kullanılır?:
Sivilceler için kullanacaksanız bir pamuğa döküp direk sivilcenin üzerine uygulayabilirsiniz. Ama cilt lekeleri ve tonik amacıyla kullanacaksanız elma sirkesini suyla seyreltmek gerekir. 1 yemek kaşığı elma sirkesi 2 yemek kaşığı kadar suyla seyreltilerek bir pamuk yardımıyla cilde uygulanır. Yarım saat sonra yıkayabilirsiniz ama yıkamak istemezseniz yüzünüzde de kalabilir. Bir ay düzenli kullanımdan sonra farkı hissedebilirsiniz.


Blogger tarafından desteklenmektedir.