alışveeriş çılgınlığı
black friday
efsane cuma
paranın değeri
Alışveriş Çılgınlığı - Efsane Cuma'nın Ardından
YAZAR : kadriye
Perşembe, Kasım 29, 2018
Bu sabah işe gelip bilgisayarımı açtığımda Başak Kablan'ın yeni videosunun
bildirisini gördüm ve hemen açtım. Daha öncede bahsetmiştim onu çok seviyorum.
Tarzını, seçtiği konuları ve dolu dolu şeyler anlattığı için bir şeyler
öğrenmeyi seviyorum. Bugün izlediğim videosunda bir hikaye anlattı .
Kapitalizmi en iyi anlatan hikaye dedi hikayeye başlarken . Hikaye şöyle;
"Biz izci kampında izci kampının oymak beyi izci çocuklardan birini yanına
çağırır ve der ki :" Ray bugün iyi bir şey olarak ne yaptın?" Ray de;
"Hanry , Walter ve ben yaşlı bir teyzenin karşıdan karşıya geçmesine
yardım ettik" . "Çok güzel, fakat neden bunu 3 kişi yaptınız
ki?" Ray ; "çünkü yaşlı teyze karşıdan karşıya geçmek
istemiyordu". Kapitalist sistem tam olarak bunu yapar, senden
izin almadan, sana sormadan seni karşıdan karşıya geçirir. Ve sen geçtikten
sonra ne olduğunu fark edersin. Aynı şekilde alışveriş yapıp yapıp eve gelip
"ben bunları niye aldım" dediğin gibi:)" .
Hikayeye
ve kapitalist sistemle bağlantı kurmasına bayıldım. Aklıma geçen hafta ki
"efsane cuma" geldi. Hemen hemen herkes o gün bir şeyler aldı.
İnsanların çok mu ihtiyacı vardı ki? Sanmıyorum. "Herkes alışveriş
yapıyor, bu kadar insan yanılıyor olamaz, gerçekten de çok indirim var"
düşüncesi insanları çok etkiledi bence. Mesela ben AVM'ye gittiğimde aslında
fiyatların aynı olduğunu , abartılı bir indirim olmadığını gördüm ve bir şey
almadım. Bir arkadaşım bir hafta önce 65 liraya aldığı pantolonun efsane cuma
da fiyatının 150 liraya çıkartılıp sanki indirim yapılmış gibi 90 liraya
satıldığını fark ettiğini söyledi. Başka bir yerde de elektronikte aynı şeyin
yapıldığını okudum. Ve insanlar çıldırmış gibi alışveriş yaptılar. Bazı
markalarda indirim vardı kesinlikle ama efsane olacak bir şey yoktu
ortada.
Aslında
artık fark etmeliyiz bu algı oyunlarını. Herkesin bizim paramızın peşinde
olduğunu. Kazanmak için sabahın erken saatlerinde kalkıp yollara düştüğümüz,
trafikle cebelleşip strese girerek işe ulaştıktan sonra bir sürü iş ve insanla
uğraşmak zorunda kaldığımız parayı bizden almak için tüm bunlar. Çocuğumuzdan ,
sevdiklerimizden hatta kendimizden zaman çalan, hasta bile olsak gitmek
zorunda olduğumuz işlerimiz sayesinde kazandığımız para.
Böyle
düşününce insanın cimrileşesi geliyor değil mi? Cimrilik değil bu kesinlikle
aslında emeğimizin, yaptığımız fedakarlıkların değerini bilmek. Bir süredir para harcamaktan hoşlanmamaya başladım. Cimri oldum yani:)) Ah keşke biraz
olabilsem. Ama eskiye oranla para harcarken gerçekten de daha tutumluyum ve
düşünüyorum gerçekten ihtiyacım var mı diye. Ve aslında dolaplarımız kıyafet ve
ayakkabıyla, ıvır zıvır bir sürü şeyle dolu. İhtiyacımız olan çok az şey
var.
Alışveriş
yapma hastalığı psikolojik bir sorun aslında. Neyin yerini doldurmak için
alışveriş yaptığımızı kendimize sormamız gerek.
Sonuç
olarak ben diyorum ki; para kazanmak kolay değil ama harcamak çok kolay. Lütfen
harcama yaparken o parayı kazanmak için ödediğiniz bedelleri düşünün. Gereksiz
bir şey almayın. Hani bir reklam vardı, kadın bahçe makası satın almak için
alışveriş sepetine koyarken kocası "hanım bizim bahçemiz yok ki"
diyordu ya. Onun gibi yapmayın. Benden söylemesi.
Başak
Kablanı'ın bahsettiğim videosunu izlemek isterseniz linki:https://www.youtube.com/watch?v=npiwznk1YLo&feature=push-sd&attr_tag=blMhxjswOHiaK4kJ%3A6