Fenerbahçe'den He For She Kampanyasına Destek

Erkeklik yeniden tanımlanmalı

He For She Kampanyası Birleşmiş Milletlerin yıllar önce başlattığı kampanya. Kadın erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla erkeklerinde desteğini alma amaçları var. He for she yani kadın hakları için erkeklerin de desteği demek. Bu kampanyada ki en önemli slogan erkeklere "sen olmadan yapamayız". Yani eşiniz, babanız, erkek kardeşiniz, oğlunuz, hayatınızda ki erkeklerin desteğini istiyor bu kampanya. Fenerbahçe spor klubü bu kampanyayı desteklemeyee başlamış ve futbolcu formalarında artık #heforshe yazısı yer alacakmış. Fenerbahçe spor kulübünün bu desteğine çok sevindim. Daha fazla insanın, kulübün, sivil savunma örgütünün desteklemesini dilerim.
BM’nin bugün genel sekreter yardımcısı ve HeForShe küresel direktörü olan Elizabeth Nyamayaro, bu kampanya için Türkiye’ye gelmiş ve Hürriyet Gazetesi kendisiyle röportaj yapmış. Sizlerle aşağıda paylaşıyorum.

Erkeklik yeniden tanımlanmalı

Fenerbahçe Futbol Takımı, cinsiyet eşitliğine vurgu yapmak için BM kampanyasının ortağı oldu ve formalarına ücretsiz olarak HeForShe amblemini koydu. 8 yaşında onu açlıktan kurtaran BM’nin bugün genel sekreter yardımcısı ve HeForShe küresel direktörü olan Elizabeth Nyamayaro, bu kampanya için Türkiye’deydi. Hürriyet’e özel röportaj veren Nyamayaro, çocuk yaşta evlilikleri nasıl bitirdiklerini anlattı, ‘Erkeklerin rol modele ihtiyaçları var’ dedi.

 Erkeklik yeniden tanımlanmalı

Size neden ‘wonder woman’ diyorlar ?
Belki ‘wonder woman’ biraz iddialı bir tabir, gerçekten öyle miyim, bilemiyorum. Ama hikâyem şöyle: Zimbabve’de küçük bir köyde dünyaya geldim. Küçük bir köyde, büyükannem tarafından yetiştirildim. Beni o büyüttü ve çok mütevazı bir aileden geldiğimi söyleyebilirim. Çok kısıtlı imkânlarımız vardı. Ben 8 yaşındayken çok büyük kıtlık ve susuzluk oldu, kuraklık yaşandı. İki gündür yemek yememiştim. Artık güçsüzlükten hareket edemez hale gelmiştim. Neredeyse ölmek üzereydim. O sırada köyümüze Birleşmiş Milletler’de (BM) çalışan bir kadın geldi ve bana bir kap yemek verdi, bu şekilde hayatım kurtulmuş oldu. 
Bu da başkalarının hayatını kurtarma noktasında size ilham mı oldu?�
Hayır. O yaşa kadar okula da gitmemiştim. O yüzden pek çok şeyi anlayamıyordum. Tabii çok iyi hatırlamıyorum, küçüktüm, tek hatırladığım mavi üniformalı bir kadın geldi, “Neden buradasınız” diye sorduğumda bana çok ilginç bir şey söyledi. Aslında o zaman da ne dediğini çok iyi anlamadım. 
Dediği neydi?�
“Afrikalılar olarak biz birbirimize yardım etmeli, kalkındırmalıyız” dedi. Kuraklık iki yıl sonra tekrarladı. O zaman köyden kaçmak zorunda kaldık. Ben büyükşehre gittim. İlk kez orada okula gitmek imkânım oldu. İlk kez orada bu kadının BM için çalıştığını öğrendim. 10 yaşındaydım, ben de öyle olacaktım. 20 yaşında Zimbabve’den ayrıldım ve kendimi Londra’da Heathrow Havalimanı’nda buldum. 250 Pound’um vardı, ailem, arkadaşlarım yoktu. Hayalim BM’de çalışmak ve o mavi üniformalı kadın gibi olmaktı. Ve evet, 15 yıldır BM’de çalışıyorum. 2014 yılında BM Kadın Birimi çatısı altında ‘HeForShe’ hareketini başlattım. Amacımız erkekleri ve erkek çocuklarını aktif bir şekilde toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışmaya, bunun bir savunucusu olmaya yönlendirmek.
Sizi İstanbul’a getiren projeyi anlatır mısınız ?
Fenerbahçe Spor Kulübü ile küresel bir işbirliğini hayata geçiriyoruz. Fenerbahçe futbol takımı, 2018-2019 sezonunda HeForShe logosunu sağ kolunda taşıyacak. Bu işbirliğiyle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kitleleri harekete geçirmeyi hedefliyoruz.
Stadyumda kadın devrimi yapacaksınız yani…
Dünyayı değiştirmek ve eşitsizliği ortadan kaldırmak istediğimizde spor alanına da bakmamız lazım. Spor, erkek egemen bir alan. Güvenlik gibi konulardan dolayı kadınların da çok sıcak karşılanmadığı bir alan. Özellikle sporcuların, erkekler, özellikle erkek çocuklar için önemli rol modelleri olduğunu biliyoruz. Futbolcuların katılımıyla erkek çocuklarına yeni ve daha olumlu bir erkeklik vizyonu göstermeyi umuyoruz. 
Stadlardaki dil de değişmeli, çok küfür ediliyor ve o kadar seksist ki!
Bu yüzden bu alana girmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Spor alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yapılan yatırımlarda da göze çarptığını söyleyebilirim. Kadın sporcular erkeklere oranla çok daha az kazanıyor, bu da değişmeli.
Uzun zamandır bu işin içindesiniz. Erkeklerin derdini anlayabildiniz mi?
Evet aslında. HeForShe çalışmalarını başlatmadan önce çok uzun süre erkeklerle konuştuk. Erkekler, “Neden toplumsal cinsiyet eşitliği konularına dâhil olmuyorsunuz” dediğimizde üç cevap geldi. Birincisi, “Ben bunu bir kadın meselesi olarak görüyorum, buna katılmak zorunda olduğumu bilmiyorum…” İkincisi “Her zaman destek olmak istedim ama nasıl yapacağımı bilmiyorum, yanlış bir şey söylemekten korkuyorum”… Üçüncüsü “Kadın hareketi, sanki her şey bizim suçumuzmuş gibi erkekleri suçlayan bir söylemde bulunabiliyor. Buna destek vermek bizim için güç…” Günün sonunda bence sorun güç, iktidar dinamiklerinden kaynaklı. 
Bence iyi niyetli erkeklerle konuşmuşsunuz.  IPSOS’un yakında açıklanan bir araştırmasına göre erkeklerin yüzde 55’i kadınların çalışmak için eşlerinden izin almaları gerektiğini düşünüyor. Yüzde 43’ü ise erkeğin kazancı iyiyse kadının çalışmasına gerek olmadığını savunuyor. Bunlar aşina olduğunuz sonuçlar mı yoksa Türkiye ile ilgili mi?
Maalesef aşina olduğumuz, küresel bir sorun. Birkaç sene önce bir kampanya düzenledik. Google aramalarıyla ilgiliydi. “Women can’t” (kadınlar yapamaz) diye arama motoruna girdiğinizde karşınıza yüzlerce cümle çıkıyor. Kadınlar araba kullanamaz, kadınlar çalışamaz gibi… İşte bu yüzden HeForShe kampanyası önemli. Biz bu erkeklerin zihniyetini değiştirmek zorundayız. 
Modası geçmiş rollere hapsolmuş olan erkekleri nasıl çekip çıkaracağız?
Aslında erkekler de bu modası geçmiş ‘erkeklik rolleri’nden zarar görüyorlar. Onlar da bunun acısını çekiyor. HeForShe olarak erkekliğin yeniden tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz. Çok acı veren bir istatistik paylaşmak istiyorum. Dünyanın birçok yerinde, başta İngiltere olmak üzere genç erkeklerin en büyük ölüm sebebi intihar. Çünkü başarısızlık korkusu yaşıyorlar. “Evin ekmeğini kazanan kişi olmam gerekiyor, bütün kontrolü elimde tutmam gerekiyor” diye düşünüyor. Biz toplumsal cinsiyet eşitliğinin her iki cinse de faydasını gösterirsek, bu, erkekleri özgür kılan bir unsur haline gelebilir. 
Aslında bu erkekleri aileler, daha çok anneler büyütüyor. Yaşadıklarımız “Benim aslan oğlum”la yetiştirilmenin de sonuçları mı?
Bu sadece annelerin değil iki ebeveynin de sorunu. Çocuklarına ‘daha iyi’ olma vizyonunu anne ve baba birlikte vermeli. HeForShe hareketi olarak da buna dikkat çekiyoruz. Olumlu erkeklik rolü için babaya da ihtiyaçları var. Okullarda erkek çocuklar için bir müfredat geliştirdik. Nihayetinde semptomlarla ilgileniyoruz ama kökendeki nedene dönmemiz lazım. İyi rol model bulamayan genç erkeklerle ilgili çok ciddi küresel bir kriz var aslında… Bu sebeple burada bir futbol takımıyla ortak hareket ediyoruz. Erkek çocuklarına şunu göstermek istiyoruz : Hem sporda iyi olabilir hem de olumlu erkeklik rollerini benimseyebilirsiniz.
Genç kızlar rol model sıkıntısı çekmiyor mu?
Büyük ölçüde hayır. Annelerini, siyasetçileri, Malala’yı örnek alıyorlar. Erkekler için çok zor. 
Yeni çağın sorunu mu bu, geçmişte de böyle miydi?
Yeni çağın sorunu diyebiliriz. Aslında ABD’de bununla ilgili bir araştırma yaptık. Etki liderlerimiz arasında 10 CEO, 10 üniversite rektörü ve 10 devlet başkanı var. Hatta biliyorsunuz Koç Holding de onlardan biri… Stony Brook Üniversitesi bunlardan biri... ABD'de bir üniversitedeki tek ‘erkeklik merkezi’ne sahipler. Erkeklerden rol modellerini söylemelerini istemişler. Yüzde 95’i ‘rol modelim yok’ demiş. Yüzde 3’ü Barack Obama’yı göstermiş, yüzde 2’si ise babasını göstermiş. O yüzde 95’e “Neden rol modelin yok” diye sorduğumuzda, babasını geleneksel buluyor, annesini kontrol ettiğini, böyle olmak istemediğini söylüyor. Bu iyi haber, ancak alacakları bir rol model bulamıyorlar. Bir küçük örnek daha vermek istiyorum. Finlandiya Devlet Başkanı da bizim etki liderlerimiz arasında. Orada bir kızlar ve erkekler evini ziyaret ettim. Eğer bu çocuklar sokakta yaşıyorsa, aileleri yoksa ya da seks ticareti mağduruysa burada kalıyorlar. Bu çocukları iyileştirme kapsamında bir güçlenme panosu veriyorlar. O panoya kendi rol modellerini koysunlar istiyorlar. Kızlara ayrılan pano doluydu. Erkeklere ayrılan panoysa bir yıldır bomboş duruyormuş, kimseyi bulamamışlar. 
HERKES KAYBEDER
Niye SheForShe’ değil de ‘HeForShe’… Erkekler olmadan da bu işin üstesinden gelemez miyiz?
Aslında kadınların erkeklere ihtiyacı yok ama erkeklerin taahhüdüne ihtiyacı var. Sebebi şu: Kadınlar, kadınlar için çok uzun zamandır zaten çalışıyorlar. Birbirlerine destek oluyorlar ama kaydedilen gelişme çok çok az. Hatta son zamanlarda toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında geriye bile gittiğimizi söyleyebiliriz. Dünya genelinde iktidarın büyük çoğunluğu erkeklerin elinde olduğu için onların katılımına ihtiyacımız var. Bu cam tavan dediğimiz şeyi, kadınlar tabii ki çalışarak kırabilirler ama o cam tavanı oraya yerleştiren erkekler kaldırırsa çok daha kolay olacaktır.
Türkiye’de kaç kişi katıldı kampanyaya?
Kadın-erkek toplam yaklaşık 30 bin kişi… Spor alanında Fenerbahçe ile gerçekleştireceğimiz işbirliği sayesinde bu rakamın yukarı çıkacağını düşünüyoruz.
Diyelim ki toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayamadık…
Herkes kaybeder. Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi çok önemli. BM Kadın Birimi olarak şuna inanıyoruz: Kadınlar kalkınır ve gelişirse toplumlar da kalkınır ve gelişir. Kadınlar gelir elde ettiği zaman, erkeklere kıyasla topluma daha çok geri döndürüyorlar. 
ABD'deki “me too” akımı sizce nasıl bir farkındalık yarattı? Türkiye’de de bir sanatçı, yine başka bir sanatçı sevgilisinden gördüğü şiddeti cesaretle açıkladı.
Kesinlikle Me Too hareketi çok güçlü bir girişimdi. Mee too hareketi kadınları seslerini çıkarmaları için cesaretlendirdi. Yıllardır konuşmayan, kendilerine yapılanları açıklamayan ya da açıklamaktan çekinen, ününü kaybedeceğinden korkan birçok kadın bu hareketle beraber konuşmaya başladı. Değişimin, birbirimize destek verdiğimizde olacağını gösterdi. Ancak şimdi erkeklere dönmek istiyorum. Bir kadın çıkıp, “Bir erkek bana tecavüz etti” dememeli, bir erkek zaten bir kadına tecavüz etmemeli. Biz bunu sağlamalıyız. O yüzden HeForShe gibi hareketlere, erkeklerin katılımına ihtiyacımız var. 

KADINLAR YÜZDE 23 DAHA AZ ÜCRET ALIYOR
HeForShe taahhüdü diye bir şey var, nedir o ?
Bu harekete ilk giriş diyebiliriz. Erkekler bu kapsamda “Ben tarihin doğru tarafında yer alacağım” diye bir taahhütte bulunuyorlar. Gerçekleştirebilecekleri somut eylemler veriyoruz onlara. Bir söz değil, bu yola kendilerini adamalarını istiyoruz. 
Erkekleri ikna etmekte zorlanıyor musunuz?
Aslında çok ciddi bir sessiz çoğunluk var. Sorun da bu zaten. Nelson Mandela’nın çok güzel bir sözü vardı. “Kötülüğün kazanmasının yolu iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır”… Evet kötü erkekler de var, hiçbir zaman değişmeyecekler de var. Ama orta noktada duran, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen ama bunun için hiçbir şey yapmayanlar var. 
İş dünyasındaki en büyük sıkıntılardan biri, kadınlar çalışıyor, erkekler yükseliyor… Ne yapacak kadınlar?
Bu da çok büyük bir konu. Biz buna ücret uçurumu diyoruz. Küresel olarak baktığımızda bire bir aynı işi yaptığı halde kadınlar erkeklerden yüzde 23 daha az ücret alıyor. Bu şirketlerin çoğu erkeklerin yönettiği şirketler. Bu makası kapamak için çalıştığımız etki lideri CEO’lar var. Bu sistemi değiştirmeye çalışıyoruz. Özellikle iyi erkeklere ihtiyacımız var. Kadınların da güçlenmesi gerekiyor, az ücret aldıklarını söyleyebilecekleri ortam yaratmalıyız. Sistem erkekler tarafından, erkekler için oluşturulmuş… Dolayısıyla sistemi değiştirmek gerekiyor. 
Değiştirdiğiniz erkekler oldu mu peki?
Evet. İki örnek paylaşayım. İlki Nijerya’dan… Bir adam, her akşam karısını döven bir erkeğin yan komşusuydu. İcra Direktörümüz radyodan bir konuşma yapmıştı. Bu beyefendi onu dinliyor. Erkeklere, siz çözüm olmalısınız dediğini duyuyor. Ertesi gün, yan komşusu yine karısını dövdüğünde kadın ağlamaya başlıyor. Hayatında ilk kez komşusuna gidip, onunla yüzleşiyor. İcra direktörümüze mektup yazıyor, “Bu konuyla ilgili bir şey yapabileceğimi bilmiyordum, teşekkür ederim. İki hafta oldu ve ben yan komşumun ağladığını bir kez bile duymadım” diyor. Tabii hâlâ daha fazlasına ihtiyacımız var. İkinci örnek ise Malavi’den… Devlet Başkanı bir HeForShe lideri. Afrika kıtasında çok ciddi bir sorun olan erken yaşta evlilikleri bitirmek için bir taahhütte bulundu. Harekete katıldıktan sonra 15 ay içinde hükümet çocuk evliliğini yasadışı ilan etti. Malavi’de topluluk lideri erkekler, yaşlı erkeklerin daha genç kızlarla evlenmesini sağlıyor. Malavi’deki ülke ofisimiz bu şeflerle iletişime geçti. Onlara bu sorunun çözümünün bir parçası olma fırsatı verdiler. 12 ay içinde erken yaşta yapılan 20 bin evliliği iptal ettiler. Bu kız çocukları şimdi okula gidiyor. 
Bizde bu anlamda büyük acılar yaşanıyor. Erken evlendirilen kızlar, taciz ve tecavüzler. Fiziksel psikolojik şiddet gösterenlerin de eğitimli, sosyoekonomik durumu iyi insanlar olabildiğini gördük. Bu tüm dünyada size tanıdık gelen bir tablo mu?
Evet, ABD gibi bir ülkede bile sadece 4-5 eyalet çocuk evliliğini yasaklamış durumda. Diğer eyaletlerde serbest. Evet, şiddetin eğitim düzeyiyle hiçbir ilgisi yok. Çok eğitimli erkekler de iktidar savaşının içine girebiliyor. Me To ove cinsel tacize baktığımızda da bunların cinsellikle değil, güçle alakalı bir problem olduğunu görüyoruz, değil mi? Yani erkeklerin de mutlaka katılımını sağlamamız lazım.

3 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.