Kral Kaybederse Kitap Yorumu

YAZAR : Cuma, Ağustos 31, 2018
kral kaybederse ile ilgili görsel sonucu

Psikiyatrist Doktor Gülseren Buğdayıcıoğlu'nun kitaplarını hep duyuyordum ve kendisi Ankara'da büyük bir Psikiyatri Kliniği olan Madalyon Kliniğin sahibi. İlk okuduğum kitabı Kral Kaybederse ve sanırım bu kitaptan sonra diğer kitaplarını da okuyacağım fırsat buldukça. Anlaşıldığı üzere kitabı çok sevdim. 
Kitabın konusu Kenan isminde çok yakışıklı, zengin ve karizmatik bir adamın hikayesi. Ama onun hikayesini okurken kendinizi keşfediyorsunuz. Kitap ilk önce Kenan Bey'in hayatını anlatarak başlıyor ve sonra doktorla yollarının kesişmesi sonucu yaptıkları terapilerle devam ediyor . Herkesin kendinden bir şeyler bulacağını düşündüğüm bir kitap. Farkındalık son dönem çok popüler ve bu kitapla farkındalığınız artacak, emin olabilirsiniz:) Kendinizle ilgili , çevrenizdeki insanlarla ilgili bir çok şey keşfedeceksiniz. 
Kenan Bey ve hayatındaki kalıcı 2 kadın, geçici bir çok kadının hikayesi. Hayata bakışı ve bu bakışın hayatını nasıl etkilediği terapi seanslarında ortaya çıkıyor. Yazarın dediği gibi hayatımızda geçmişten gelen motifler var ve bunların farkına varmazsanız sürekli tekrarlıyor bu motifler hayatınızda. Motif dediği olaylar örgüsü. Mesela alkolik babası olan bir kızın alkolik bir erkeği evlenmek için seçmesi , hep aynı hatayı yapan insanlar, hep yanlış seçim yapan insanlar, mutluluğu kendi elleriyle ve farkında olmadan iten insanlar. Neyi neden yaptığınızı fark edeceksiniz. Ve farketmekle başlar şifalanmak. 
Aslında içimizde bulunan yalnız kalma korkusu, değersizlik inancı, suçluluk duygusu gibi altta yatan duygularınızı fark etmenizi sağlıyor kitap. 
Hikayelerle insanlara bir şey öğreten, düşündüren, sorgulatan ve farkındalık yaratan kitapları çok seviyorum. O yüzden bu kitabı size de tavsiye ederim. 

İntermittent Fasting- Aralıklı Beslenme

YAZAR : Pazartesi, Ağustos 27, 2018
intermittent fasting türkçe ile ilgili görsel sonucu
Son zamanlarda bende ki trend bu. Aralıklı beslenme . Yani yaklaşık 13-14 saat açlık dönemlerinden sonra10 saat içerisinde yemek. Önce intermittent fasting-aralıklı beslenme ile nasıl tanıştım anlatayım. Aslında bir tür oruç gibi bu beslenme şekli ama su içebiliyorsunuz, sıvı şeyler tüketebiliyorsunuz, sadece katı beslenemiyorsunuz . Diyet sitelerini araştırırken geçen yıl hakkında bir şeyler okumuştum ama uygulamanın çok zor olabileceğini düşünerek yapmaya yeltenmemiştim. Sonrasında Gündem Özel'in bir programında Profesör Dr. Yavuz Yörükoğlu bahsetti bu besleenme şeklinden,  hatta öyle çarpıcı şeyler söyledi ki ilk o zaman yapabileceğimi düşünmeye başladım. Mesela dedi ki; "kahvaltı günün en önemli öğünüdür yalanını yıllar önce Amerika' da bir süt firması ürünlerini satmak için , bir adama doktor forması giydirip süt içerken "kahvaltı günün en önemli öğünüdür" sloganını söyletmesiyle başlamış, yani araştırmalarım sonucunda bunun bilimsel  bir alt yapısı olmadığını gördüm ve nereden çıkmış diye araştırdığımda bu reklamı buldum. İnsanlar uyanır uyanmaz bir şeyler yemek zorunda değil, hatta uyandıktan sonra uykuyla birlikte geçen 13-14 saat süresinde aç kalmanın ideal kilo ve genç kalmada çok etkili olduğuna dair çok sayıda araştırma bulunuyor. İnsan aç kaldığında insülün direnci dengelenir, büyüme hormonu salgılanır ki bu bizim genç kalmamızı sağlayan şeydir. Yani genç ve fit kalmak isteyenler en az 13-14 saat açlık periyotları yapmalıdır". Çok çarpıcı değil mi? Günümüzde herkes fit olmak ve genç görünmek istiyor.
Ä°lgili resim

Bahsettiğim programdan sonra da denemeyi düşünüp yine vazgeçmiştim. Geçenlerde sosyal medya kafe de bir diyet listesi gördüm. 15 günde 9 kilo verdiren, metabolizmayı hızlandıran diyet diyordu. İçeriğine baktığımda protein diyeti gibi bir diyet olduğunu gördüm ama sabah kahvaltısında kahve vardı ve özellikle ilk gün kahvaltıya yer vermemesi dikkatimi çekmişti. Bir süre bu diyeti yaptım. Aç karnıma kahve içebileceğim hiç aklıma gelmemişti hatta şekerim düştüğü için yapamam sanıyordum. İkinci gün neskafenin yanında tost ekmeği  dilim yiyebiliyorsunuz ama ben sonraki günlerde de yemedim. Diyeti yaparken aslında sabahları bir şey yemeden çok rahat durabildiğimi fark ettim. Ben zaten uyanır uyanmaz kahvaltı edebilen biri değilim. Biraz uyanıp kendime gelmem gerekiyor. Yani düşündüğüm kadar zor olmadı o kadar süre aç kalmak ve açken kahve içmek. Hatta yapabildiğim en kolay diyet bile diyebilirim. 
Bu tür beslenme ile ilgili yazılar okudum, videolar izledim. Avrupa ve Amerika'da oldukça popüler bu tip beslenme şekli. Yapanlar faydalarını anlata anlata bitiremiyorlar. Sonuç olarak son dönem böyle besleniyorum ve zorlanmıyorum. 
Diyetle ilgili bazı şeylerden bahsedecek olursam ilginç bir bilgi olarak; "her zaman gece yemek yemeyin derler ama asıl yapılması gereken 13-14 saat açlık dönemleridir" diyor bu diyeti öneren bir doktor. Bazıları bu açlık döneminin 16 saat olduğunu yazmış ya da anlatmış. Belki ileride 16 saati de denerim ama şimdilik 13-14 saatlik periyot halinde yapıyorum.
Gelişmeleri yazacağım zaman zaman. Ama yine de siz doktorunuza danışmadan bu diyeti uygulamayın uyarısını yapayım. Çünkü her insan farklı ve birimize iyi gelen herkese iyi gelmeyebilir. 

Boşluk Prensibi - Yeniye Yer Açın

YAZAR : Cuma, Ağustos 17, 2018

minimalizm ile ilgili görsel sonucu

İnstagramda takip ettiğim bir kaç hesap var, minimalist olmak , basit ve sade yaşam ile ilgili. Minimalist ve sade yaşam mantığıma çok uyuyor aslında. Zaman zaman evde sadeleşmeye gidiyorum ama alma alışkanlığı o kadar güçlü ki her zaman tetikte olmak gerekiyor, her an içimdeki istifçiye karşı uyanık olmam gerekiyor:). İndirim var diye aldıklarım, belki 10 yıl ya da hiç bir zaman ihtiyaç duymayacağım ama bir gün ihtiyaç duyarım diye satın aldıklarım bir köşede bekliyorlar. Mesela en çok seyahate giderken, koca bir bavulla tatile gidip sadece 3-5 eşyayı kullanıp diğer 20 parçaya hiç dokunmadan dönüyorum. Ya da evde gardırobumu açıp yüzlerce kıyafete bakıp "giyecek hiç bir şeyim yok" hissine kapılıyorum. Bu tüketmekte değil, sanki istifçilik:)))
sade yaşam ile ilgili görsel sonucu
Bu konuyla ilgili internette bir yazı buldum "Boşluk Prensibi" . Joseph Fort Newton isminde birinin yazısı. Aşağıda paylaşıyorum:
"Bir düşün..
Kimbilir belki bir gün onlara ihtiyacın olur düşüncesiyle gereksiz eşyaları biriktirmeyi alışkanlık edindin mi?
Belki gelecekte ihtiyacın olur düşüncesiyle parayı hiç kullanmadan sadece biriktirme alışkanlığın var mı?
Uzun bir süredir zaten giymediğin elbiselerini, ayakkabılarını evinde artık kullanmadığın eşyaları hala saklıyor musun?
Ya kendi içinde yaşadığın hayal kırıklıklarını, gücenmeleri korkuları üzüntüleri ve benzer duyguları biriktirme alışkanlığın mı var?
Bu alışkanlığından vazgeç çünkü bunu yaparak kendi zenginliğine karşı geliyorsun!
Hayatına yeni şeylerin girmesi için önce onlara yer açman gerekiyor.
Bolluğun sana gelmesi için yaşamında yer işgal eden fakat işe yaramayan şeylerden kurtulman gerekiyor.
İşte yaratacağın bu boşluğun kuvveti tüm arzularını hayatına çekecek olan gücün ta kendisidir!
Eski ve işe yaramayan maddi ve manevi tüm varlıklarını biriktirdiğin sürece yeni fırsatlar için yerin olmayacak.
Eşyalar sürekli dolaşmalıdır. Çekmecelerini dolaplarını depo gibi kullandığın yerleri boşalt.

sade yaşam ile ilgili görsel sonucu

Artık kullanmadığın eşyalarını ver gitsinler.
Bir yığın kullanmadığın eşyayı biriktirmek seni olduğun yere sabitleyerek ilerlemeni engeller.
Ancak yine de, hayatta ilerlemeni engelleyen bu eşyaların kendileri değil onları biriktirme alışkanlığındır.
Onları ısrarla elimizde tutarak darda kalacak olmanın ve yoksulluğun olasılığını düşünürüz.
Yarın bir gün onlara ihtiyacımız olursa bu ihtiyacı karşılayamamaktan korkarız.
İşte bu düşüncelerle zihnine iki mesaj gönderiyorsun.
1 ) Geleceğe güvenin yok!
2 ) Sen zaten yeniye ve daha iyisine layık değilsin.
Bu yüzden eski ve işe yaramaz eşyaları saklayarak kendini mutlu ediyorsun!
Rengini ve parlaklığını yitirmiş her şeyden kendini özgür bırak!
Artık yeninin sana gelmesine ve yaşamına girmesine izin ver..

Joseph Fort 
Newton"


Ebeveynlerimizin Sözleri Hayatımızı Şekillendirir

YAZAR : Çarşamba, Ağustos 15, 2018
ebeveynlerimizin sözleri ile ilgili görsel sonucu

Bir kaç post önce paylaştığım "Zeytin yaprağı Çayı İle Zayıflama" yazımı instagramda hikayemde de  paylaştım. Yaklaşık 15 yıldır tanıdığım bir arkadaşım hikayeme cevap vermiş, demiş ki; "ben seni tanıdım tanıyalı zayıflama derdindesin, oysa ki gayet fitsin". Bende cevap olarak "iyi ki bu kadar dert ediyorum, bir de etmeseydim 100 kilo olacakmışım demek ki" yazdım. Arkadaşımın bu yorumu beni gülümsetti ve düşündürdü. Gerçekten de yıllardır sürekli zayıflamaya çalışırım. Ya da formda olmaya çalışırım hatta son zamanlarda sadece almamaya çalışıyorum bile diyebilirim. 
Ama bunlar hep annemin suçu:) Babaannem yüz kilodan fazla bir kadındı. Adı da benimle aynıydı. Annem çocukken hep ona benzeyeceğimi, zaten ismimizin de aynı olduğunu, iri kemikli olacağımı hiç bir zaman zayıf olamayacağımı söylerdi(hain kadın:))) Aslında bunları kötü niyetle söylemiyordu tabi. Sadece kendince beni uyarıyordu . 36 beden olma hayallerine kapılmamam için. Bu yüzden olsa gerek bende hep bir çok kilolu olma korkusu vardır. Bir kaç kilo almak beni hep çok telaşlandırır. 
Aslında çocukken ebeveynlerimizin sözleri beynimize kazınır. Söyledikleri her şeyi genel olarak doğru kabul eder, öyle kaydederiz bilinçaltımıza. Onun için çocuklarımızla konuşurken çok dikkatli seçmeliyiz cümlelerimizi.
annemizin sözleri çocukların kaderi olur ile ilgili görsel sonucu
Tatilde kız kardeşim Ezgi'ye kilo aldığını , balık gibi olduğunu söyledi. Bende hemen ona babaannem gibi kilolu olmaktan korkma hikayemi anlattım. "Çocuklarımız daha çok küçükler, gelişme çağındalar. Kilo alma korkusuyla diyete bu yaştan başlamalarını istemeyiz . Sağlıklı beslenme konusunda rehberlik etmek görevimiz ama kilo alma korkusunu beynine yerleştirmek görevimiz asla değil" dedim. O da bana hak verdi ve zaman zaman kendi kızına da söylediğini ve böyle sonuçları olabileceğini düşünmediğini söyledi. 
Çocuklarımıza takılmak için bile olsa söylediğimiz her şey onların gerçekliği olabilir. Bu yüzden etiketlemeler tehlikeli olabilir. O zaman ne yapmalı? Çocuklarımıza söylediğimiz şeylere dikkat etmeli ve olumsuzları vurgulamamalıyız. Çünkü hepimiz iyi ve mutlu çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Öyle değil mi?

Black Mirror Dizisi

YAZAR : Salı, Ağustos 14, 2018
black mirror ile ilgili görsel sonucu

Hakkında çok şey duyduğum diziyi 1 yıl önce ilk bölümünü izlemiştim ve ilk bölümü hiç sevmemiştim. İngiliz prensesi kaçırıyorlar ve başbakana zorla ekranlar karşısında bir şey yapmasını istiyorlar. Çok zorlayıcı ve itici bulduğum için devam etmemiştim. Sonra iş yerinde bir arkadaşım övgüyle bahsedince 1. sezon 2. bölümü izledim ve hala etkisinden kurtulamadım. 
black mirror 1. sezon 2. bölüm ile ilgili görsel sonucu

Gelecekte olduğunu düşündüğümüz bir dönemde insanlar küçük hücrelerde yaşıyorlar ve hücrelerin duvarları ekran. Sürekli yayın yapılıyor bu ekranlarda bazılarını izlemek zorunlu(şu anda izlemeden geçemediğimiz youtube reklamları geldi aklıma:() . Hatta eğer izlemezse puanını kesiyorlar ki puan burada para ve bu parayı da her gün bisiklet çevirerek kazanıyor insanlar. Her gün uyanıp asansörle hiç konuşmadan bisiklet çevirecekleri yere gidiyorlar ve bir salonda hep birlikte bisiklet çeviriyorlar. Size de sanki ofis ortamında birbirleriyle konuşmadan , robotlaşmış bir şekilde bilgisayar başındaki günümüz insanını anımsatmadı mı? 
black mirror 1. sezon 2. bölüm ile ilgili görsel sonucu
Televizyonda 24 saat yayın yapan bir şov programı var. İnsanlar oraya çıkmak için , bisiklet çevirmekten kurtulmak için çılgınlar gibi yarışıyorlar. Şu an ülkemizde ve dünyanın bir çok ülkesinde yayınlanan "Yeteneek Sizsiniz" programları gibi bu şov programı. Ve ekranlarda halk sanal ikonlarıyla var. Yani herkesin bir avatarı var ve bu avatar için uygulama satın alıyorlar , zengin göstermeye falan çalışıyorlar. 
black mirror 1. sezon 2. bölüm ile ilgili görsel sonucu
Başrol oyuncusu genç adam bu sahteliğe isyan ediyor ama bir süre sonra sisteem onuda kendi çarklarına dahil etmeyi başarıyor. Zaten kapitalist sistem  kendisine karşı olan şeyleri bile alıp kullanır. Sadece birr insan olarak ona karşı durma ihtimaliniz pek yoktur. 
Sonuç olarak şu an ne durumda olduğumuz gerçeği yüzünüze tokat gibi çarpıyor . Çok etkileyici bir bölümüydü ve aslında her bölümü için bunu söylüyorlar. İzlemeniz tavsiye olunur.

Genç Citlerin Sırrı: Kolajen Olabilir mi?

YAZAR : Pazartesi, Ağustos 13, 2018
kolajen, ile ilgili görsel sonucu
Bir kaç yıl önce bir AVM'de dolaşırken Amerika'dan ithal ürünler satan (çok fazla yerde bulunmayan ürünler) bir mağazaya tesadüfen girdim. Her yerde görmediğim ürünler ve markalar olduğu için ve o sırada vaktim de bol bir günümde olduğum için satıcıyla epey sohbet ettik. İnsanlarla sohbet etmeyi seviyorum, o kadar çok şey öğreniyorum ki bazen hiç bir yerde kolay kolay bulamayacağım bilgiler olabiliyor bunlar. Üzerinde Collagen yazan bir besin takviyesi ilgimi çekti ve ne olduğunu sordum. "Cildimizin kolajen üretimi için besin desteği " olduğunu söyledi. Açıkçası cilt güzelliği için de hap kullanmak bana mantıksız geldi ve ne düşündüğü yüzünden anlaşılan biri olduğum için satış görevlisi bana "hanımefendi bu ürün bir harika. Bu ürünü sürekli alan bir müşterim var 50'li yaşlarda ve cildini görseniz yaşına inanamazsınız. Arkadaşları da cildinin sırrını soruyorlarmış ama o söylemiyormuş(hain kadın:)))). O kadar etkili bir ürün" dedi. Açıkçası o zaman kolajenin cildimiz için ne anlam ifade ettiğini bilmiyordum ve almadım o ürünü. 
Bir kaç yıl önce Salma Hayek güzelliğinin, gençliğinin sırrı olarak "kemik suyunu saatlerce kaynatıyorum ve her gün içiyorum. İçindeki kolajen sayesinde cildim genç kalıyor" açıklamasını okuyunca merak edip araştırdım. Bu kolajen gerçekten işe yarıyor mu? 
kolajen, ile ilgili görsel sonucu
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Hoca besin desteklerinin kırışıklıkların önlenmesinde işe yarayabileceğini söylüyor ve "cilt içerden beslenir, dışarıdan desteklenir" diyor . 
Bu konuda geçenlerde bir eczacıyla konuştum ve bana "Voonka" markasının likit kolajenini önerdi. 12 şişelik paketler halinde satılıyor ve en az 6 haftalık kullanımı öneriliyor. 6 hafta sonunda ciltte gözle görülür bir iyileşme olduğunu iddia ediyor marka ve eczacı:) Ancak 6 haftalık bir paket 1600 TL 'ye tekabül ediyor. Açıkçası pahalı buldum ben ama bir yandan da düşündüm ki herhangi bir estetik operasyonda yaklaşık o rakamlara geliyor. Eczacıya dedim ki "ben kemik suyu kaynatıp içeyim o zaman:))))"
kolajen, ile ilgili görsel sonucu
Yani demem o ki cildi gençleştirdiği yönünde sağlam kanıtlar , bilimsel sonuçlar olsa(belki vardır ama ben rastlamadım) o zaman kullanmak mantıklı. İsterseniz sizde kemik suyunu kaynatıp için:) Karar sizin.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Deneyimleri olanlar yorumlara yazarsa harika olur.

Mim: Yıkılmak Zorunda Olan Zihinlerdeki Duvar

YAZAR : Cuma, Ağustos 10, 2018
Sevgili Deep( www.sadevederin.blogspot.com ) çok güzel bir mim başlatmış. Aşağıda onun paylaşımını yayınlıyorum. Böyle durumlar için söylediğim sloganımı da hatırlatayım: "Sen değilsen kim, şimdi değilse ne zaman?". Hadi o zaman bir tık ta sizden olsun.

roger waters izev ile ilgili görsel sonucu

Duyanlar vardır, bir süre önce, müzik tarihinin The Beatles ile birlikte en önemli iki müzik grubundan biri olan The Pink Floyd'un gitaristi, şarkı sözü yazarı, hüzünlü bestecisi, yaralı ruhu Roger Waters güzel bir davranışta bulunmuştu.

En güzel Floyd ve Waters şarkılarından biri olan Another Brick in the Wall ( sadece duvarda bir tuğlasın) adlı efsane şarkısını bir Türk vakfına hediye etmişti, iki yıllığına. İzev'e. İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı). Bu şarkı bizim müzisyenler tarafından seslendirildi. Bu şarkı 10 milyon kez dinlenirse zihinsel engelliler için bir yaşam köyü kurulacak.

Şimdilik 2.5 milyon civarı dinleme oldu. Kötü tabii. Daha çok izlenmeli. Bunun için de duyurulmalı. Bunu bir mim gibi görelim. Bu videoyu duyuralım. herkes dinlesin ve çoğalsın sayı.

Bu güzelim önemli yazıyı biricik Mermaid düşündü. Eh, küçük deniz kızı, en sevdiğim çizgi filmdir, gelmiş geçmiş. Ondan sonra da Nemo geliyor tabii. Arielle de bayılırım.

Mermaid'in yazısının linkini veriyorum. Yazısını okuyun, şarkıyı dinleyin, isterseniz blogunuzda paylaşın. Zihinsel engelli arkadaşlarımız için küçük de olsa bir katkımız olsun.


Zeytin Yaprağı Çayı İle Zayıflama

YAZAR : Perşembe, Ağustos 09, 2018
zeytin yaprağı çayı ile ilgili görsel sonucu
Aslında "şununla zayıflama, mucize şunu iç zayıfla vb...." gibi şeyleri sevmiyorum. Ama bu yöntemin gerçekten işe yaradığını gözlerimle gördüm ve sonra araştırdım ve en son da yazıyorum:) Geçtiğimiz hafta yazlıkta tatildeyken geçen yıldan beri görmediğimiz komşumuzla karşılaştık ve çok şaşırdık. Çünkü çok kilo vermişti. Bizim şaşkınlığımızı görünce 20 kilo verdiğini söyledi. Kız kardeşimle ikimiz de hemen yakasına yapıştık "Nasııııl? Ne yaptııııın? vb....." sorularla kendisini bunalttık:)))
Ama o hiç nazlanmadan anlattı. Geçen yıl kendisine insülin direnci teşhisi konduğunu ve kilo veremediğini sonrasında zeytin yaprağı çayı tarifini uygulamaya başladığını ve 1 yılda 20 kilo verdiğini anlattı. Ayrıca başka hiç bir şey yapmadığını da üzerine basa basa söyledi. Biz hala ikna olmamıştık , bu kadar kolay olamazdı. Israrla sorduk . Ya spor, yürüyüş falan yapmadın mı? "hayır". Ekmeği tatlıyı bırakmadın mı? "hayır". Sonra dedi ki "her sabah kahvaltıdan yarım saat önce bu çayı hazırlayıp içtim. Her sabah taze hazırlamak gerekiyor ve bir kaç gün yapıp işe yaramadı diyerek bırakmamak gerek. Eskiden canım çok tatlı isterdi ama bu çayı içtiğin zaman hiç yiyemiyorsun. İlk 3 ay hiç bir şey olmadı ama sonrasında bel bölgem zayıflamaya başladı ve insülin direncim yok oldu". 
 Bunun üzerine hemen zeytin yaprağı topladık ve kız kardeşimle başladık. Düzenli yapalı 1 hafta falan oldu. Umuyorum ki devam edebilirim. Çünkü devamlılık çok önemli. 
Ä°lgili resim

Zeeytin Yaprağı Çayı Tarifi

5-6 yaprak zeytin yaprağını yıkayıp 1 su bardağı suda kaynatıyoruz. 5 dakika kadar kaynadıktan sonra içine kabuk tarçın ekleyip 5 dakika da öyle beklettikten sonra içine  1 bütün limon sıkıp çayı kahvaltıdan yarım saat önce içiyoruz. Sonra çok güzel zayıflıyoruz. İnşallah:)))

Ayrıca bu çayın bir çok faydası da varmış . Araştırırken buldum. Onları da paylaşayım:
* Bağışıklık sistemini güçlendirir
*Anti bakteriyel olarak kullanılır
*Antibiyotik özelliği vardır
* Kan basıncını düşürür
*Kan şekerini düşürür
*Stres azaltıcı etkisi vardır.

Uyarı: Bitki çayları ya da besin desteeklerini kullanırken lütfen doktora ya da diyetisyene danışın. 

Blogger tarafından desteklenmektedir.