Biz Geçti Demeden Geçmez - Bir Motivasyon Yazısı
Bu yıl haziran ayında 30 yıl sonra üniversite sınavına girdim. Bazı insanlar üniversite sınav soruları yayınlanınca soruları çözmeye çalışıyorlarmış mesela, ama ben değil çözmek sorulara bakmamışımdır bile bugüne kadar. Bunu iyi bir şey gibi söylemiyorum büyük ihtimal bununla ilgili bir travmam olabilir . Neyse lafı uzatmayayım bir süredir düşünüyordum üniversite sınavına girmeyi, geçtiğimiz haziran ayına kısmet oldu. Psikoloji okuyabilirim diye düşünüyordum. Çünkü çocuklar büyüdüler ve belki de kızım da başka bir ülkeye ya da şehre üniversite okumaya gidecek. Ben de yıllardır istediğim bir şeyi yapabilirim diye girdim sınava.
Öncelikle sınava yönelik çalışmadım hiç, neyse o olsun dedim. Hatta sınava girerken biraz utandığımı söyleyebilirim. 50 yaşında ne işin var sınavlarda diye konuştu içimdeki eleştirel ses ama onu dinlersek hiç bir şey yapamayız. o yüzden o konuştu ama ona prim vermedim. Allahtan sınava girdiğim okula benim gibi belli bir yaş üstü insanları toplamışlar. Yani ilk kez giren heyecanlı , ağlayan , gergin gençler olmadığı için rahatladım. Sınava girdiğim sınıfta yaş ortalaması 40 falandı diyebilirim.
Türkçe -matematikle tercih yapacağım için sözel 1 ve matematik çözdüm. Sonrasında zamanım kalınca sözel 2 ye ve fen sorularına da baktım. 1 tane fen sorusu çözdüm. Sorular çok fazla bilgi sorusu gibi gelmedi bana. Matematik ve fen için demiyorum. Bir kere girdim diye uzmanmış gibi ahkam kesmekte istemiyorum ama sorular analiz, mantık ve yorumla çözülebilecek şekildeydi. Ve aslında biraz üzüldüm. "Okullarda bu tarz eğitim veriliyor mu ki böyle sorular soruyorlar" diye düşündüm.
Sınav esnasında çok rahattım ki bu da önemli. Çünkü her hangi bir beklentim yoktu. Yıllar önce sınava girdiğimde Matematik- Fen bölümünden girmiştim . Ve ben aslında türkçe-matematik öğrencisiymişim. Ama o zamanlar bir rehberlik olmadığı için kör düzen seçimler yapmışım. Fenden 4 çıkarınca fen puanın hesaplanıyordu ve ilk girdiğimde 4 fen netim olmadığı için fen puanım hesaplanmamıştı. Bu durum içime oturduğundan bu sefer 1 tane fen sorusu da çözeceğim dedim ve biyolojiden 1 soru çözdüm. Çünkü sistem değişmiş 1 tane bile netin varsa puanın hesaplanıyor. Çözdüğüm fen sorusu da zaman zaman eğitimlerimde anlattığım vücudun strese tepki verdiğinde hangi sitemlerin aktif olduğu sorusuydu. Yani savaş ya da kaç halindeyken sinir sistemimiz sindirim sistemi aktif değildir. Ve çok şükür 1 netim oldu ve fen puanım da hesaplandı.
Sınavdan çıktıktan sonra kız kardeşimle konuştum ve 300-400 bine girerim dedi. Genelde sınavlardan çıktığımda puanımı , ne yaptığımı bilirim ve hep doğru çıkar. Kardeşim de dedi ki "öyle olmuyor abla, kesin bildiklerin yanlış çıkabiliyor" . Kendisi fizik öğretmeni olduğu için bu işlerde daha bilgili ve deneyimli. Ama ben biliyordum ve aşağı yukarı tahmin ettiğim gibi oldu. Sözelden 200 bin, eşit ağırlıktan 440 bine girdim. Sayısaldan 620 bindi ama sağlık meslek lisesi mezunu olduğum için puan eklendiğinde o da 450 bin oldu. Sonuçlara çok mutlu oldum , pek bir şey yapmayı düşünmesem de iyi hissettim. Hatta zaman zaman artık eskisi gibi zeki olmadığımı hatta hafızamın zayıfladığını söylerdim ama artık söylemiyorum kendime güvenim arttı.
Tercih yapmaya sıra gelince devlet üniversitesi psikoloji bölümleri Bayburt üniversitesi ve doğuda bazı üniversiteler oluyordu. İstanbul'da bazı özel üniversiteler burslu oluyordu ama Ankara'nın puanları yüksek olduğu için Ankara olmuyordu. Ankara'da yaşadığım için ve önümüzdeki yıl kızım üniversite sınavına gireceği için Ankara dışı bir seçenek yoktu. Yazlıkta eşimle otururken bir tercih listesi yaptık ama çok amaçsız, bilinçsiz bir liste yapmışız. Ankara'daki özel üniversiteleri burslu yazdık ve 2-3 tane de %50 burslu özel üniversite yazmışız. Sınav sonuçları açıklanınca eşim beni aradı baktın mı? diye. Numaramı istedi bakmak için. Aynı anda onunla baktığımızda Bilim Üniversitesi %50 burslu Psikoloji bölümünü kazandığımı gördüm. Çok sevindim, neden sevindim bilmiyorum çünkü bir hedefim yoktu. Belki Ankara'da burslu özel ya da devlet üniversitesi olsa okurdum ama özel üniversite ücretleri çok fahiş olduğundan okuma fikrinden vaz geçtim Benim üniversite ve bölüm yıllık 970 bin tl idi yani yarısı 485 bin tl. Çok abartı fiyatlar bence.Kayıt olmadım tabi ki. Hatta kayıtların son günü okuldan bana bir telefon geldi "kayıt olacak mısınız?" diye ben de hayır deyince "özel değilse sebebini öğrenebilir miyim dedi arayan kadın ben de "özel değil çok pahalısınız" dedim:)
Bir arkadaşım bu sınav muhabbetini duyunca bana "sen atraksiyon seviyorsun" dedi. Evet severim. Ama günün sonunda yaşadıklarıma baktığımda çok önemli bir kazanımım olduğunu düşünüyorum. İçimdeki sabotajcı sese rağmen harekete geçtiğim için kendimi tebrik ediyorum. Ve bu başarımı çok kitap okumaya bağlıyorum. Hatta kızım bu yıl girecek ona ve sınava girecek gençler hep kitap okumalarını tavsiye ediyorum.
En büyük kazanımlarımdan bir tanesi de "bu yaşta ne yapacaksın, yapamazsın, edemezsin" diyenlere güzel bir cevap oldu ve ondan da önemlisi önce kendime "ben geçti demeden geçmez"i ispatladım, sonra da bir çok insana örnek oldum. Beni duyan bir çok arkadaşım, instgram arkadaşım da sınava girmeye karar verdiler. Bu da bana mutluluk veriyor.
Bir şey yapmak istiyorsun ama "yaşım başım geçti vb....." şeyler söylüyorsan kendine , öyle bir şey yok ayağa kalk ve harekete geç.


Yazıyla İlgili Düşüncelerinizi Yazabilirsiniz