Soluk Mavi Nokta - Carl Sagan

YAZAR : Çarşamba, Mart 27, 2019
Soluk Mavi Nokta, Dünyanın Voyager 1 sondası tarafından rekor uzaklıktan çekilen bir fotoğrafı. Fotoğraf, dünyayı uzayın sonsuzluğu içinde tek başına gösterir.

Dün bu fotoğrafı ve Carl Sagan'ın yorumunu tekrar okuduğumda arada sırada açıp okumamız gerektiğini düşündüm. İnsan kibrinin törpülenmesi , kendini çok önemli sanması gibi rahatsızlıklara iyi gelecek bir yorum:)

"Gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan,  uzun yıllar boyunca NASA için  çalışmıştır. NASA'nın projesi Voyager için danışmanlık yapan Carl Sagan Voyager-1 Güneş Sistemini terk etmeden önce yön değiştirip bulunduğu noktadan Dünya'nın fotoğrafını çekmesi için NASA'yı ikna etmiştir. Dünya'nın şu ana kadar en uzak mesafeden çekilmiş fotoğrafı Carl Sagan tarafından "Pale Blue Dot"- Soluk Mavi Nokta olarak isimlendirilmiştir. Fotoğrafta dünya sadece 0,2 pixellik bir alanı kaplamaktadır.


Bu fotoğrafa bakıp yaptığı efsanevi yorumu arada sırada mesela sorunlar, sıkıntılar üstümüze üstümüze geldiğinde açıp okumalıyız.

"Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süper star, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde - bir gün ışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.


Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.


Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.


Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.


Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza.


"BU SAHİP OLDUĞUMUZ TEK ŞEY"."

Lifecell’den Akıllı Kamera: SUPERCAM

YAZAR : Pazartesi, Mart 25, 2019

SUPERCAM ile Sevdiklerinize Gözünüz Gibi Bakın
Teknolojilerle deyimler çok bağlantılı aslında. Mesela “gözün gibi bak”. Ne güzel bir deyim değil mi? Bir şeyin ne kadar değerli olduğunu göstermek için söylenir. Eski zamanlarda önemsediği şeylerden ayrılmak zorunda kalan insanlara güven vermek için.

Zaman ilerlese de ihtiyaçlar değişmiyor. Deyimler ve ihtiyaçlar da teknoloji ile birlikte yeni anlamlar kazanıyor.
Gözün gibi bak deyimi için de başka bir çözüm var artık. Yeni bir teknoloji: Supercam
Supercam evini, işini, evcil hayvanını, bebeğini… insanın önemsediği ne varsa gözü gibi bakabilmesi için yapılmış bir hizmet. Lifecell’in sunduğu güvenlik hizmeti Supercam ile kamera sistemlerinizden evinizi mobil uygulama sayesinde izleyebiliyor, geriye dönük kayıtlarınıza ulaşabiliyorsunuz. Çift taraflı konuşma özelliği ile cihaz üzerinden iletişim kurabiliyor, davetsiz misafirler için alarm alanı oluşturabiliyorsun. Tüm bu özellikleri ile gerçekten sevdiklerine gözün gibi bakabiliyorsun.

Üstelik bu teknolojiyi Lifecell’liler ve Turkcell’liler avantajlı şekilde kullanıyor. Supercam ile birlikte uygulama içinde kullanabilecekleri 5 GB internet de beraberinde geliyor.
Supercam’in paket özelliklerini gözden geçirin, avantajlı fırsatları kullanın, siz de sevdiklerinize gözünüz gibi bakın.
Akıllı Paket: 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma özelliklerinin kullanılabildiği paket.

Bulut Paketi (7 veya 30 gün): 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma ve 7 gün veya 30 gün geriye sarma özelliklerinin kullanılabildiği paket.
Not: Supercam, ücretsiz kurulum, 7/24 destek hizmeti, gece gündüz 1080p (HD) çözünürlüğünde izleme imkanı, alarm alanında hareket olması durumunda telefonuna anında bildirim gönderme ve video klip oluşturup paylaşma özellikleri ile birlikte kullanılabilmektedir.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

İlişkinizde Bu Günahları İşlemeyin

YAZAR : Perşembe, Mart 21, 2019
evlilik karikatür ile ilgili görsel sonucu

Psikiyatr Gülcan ÖZER'in "İlişkinizde Bu Günahları İşlemeyin" isimli TEDX Konuşmasını uzun zaman önce dinlemiştim.  O zamanlar aldığım notları buldum dün akşam kitapları düzenlerken. Kopmuş sayfalar şeklindeydi ve atmaya kıyamadım. En iyisi bunları bloguma yazayım da kaybolmasınlar dedim ve aldığım notları sizlerle de paylaşmak istiyorum. Ama konuşma videosunu mutlaka izlemelisiniz bence.
İlişkilere Zarar Veren 7 Günah
*Evlilik bir akıl oyunu değil , istek oyunu.
*Aşk biter ama içindeyken farkında olmuyorsun. Kendi yaşadığının çok farklı olduğunu düşünüyorsun. Böyle düşünmüyorsan aşık değilsin zaten.
*Üniversite de hocalarımızdan biri "Kızlarım lafım size, "koca terbiye edilmez, terbiyelisi alınır" derdi. Kadınların cebinde eşleriyle ya da sevgilileriyle ilgili bir "değiştirilecekler listesi" vardır. "Değiştirme listeniz olan hiç kimseyle evlenmeyin". İnsanlar doğal yollarla değişirler. Jung; "Bir kadın ve adamın ilişkisi kimyasal bir tepkimeye benzer . Eğer tepkime gerçekleşirse her ikisi de kılık değiştirir" Yani "gönül gönüle değerse değişim kendi sürecinde gerçekleşir..
*Özerkleşmesi daha az bireylerden oluşan bir toplum olduğumuz için bizim toplumumuzda "köken aile" sorunu yani gelin-kaynana çatışması vardır. Bu süreçte benim tavsiyem erkek hiç taraf tutmayacak, ilişkiye herhangi bir müdahalede bulunmayacak ve iki kadın anlaşmanın bir yolunu bulacak. Burada genç olanın performansının daha iyi olması beklenir. Geçinmeye gönlü olmak çok önemli ve değerlidir.

evlilik karikatür ile ilgili görsel sonucu

* Cinselliğin ihmal edilmesi. Evlilikte cinsellik çok önemlidir. "Kadın kadın olur, yaşı kırkı bulur" yani kadının kendini serbet bırakması uzun sürer. 
*İlişkilerin en sert tökezlediği yer ebeveyn olunduğu zaman. Yeni jenerasyonda mutlu olmak ve haz almak öncelikli. Yurt dışında evlilik danışmanlığı yapan danışmanlık merkezleri çiftlere anne baba olduktan sonra "baş başa zaman geçirme" kontratı imzalatıyorlar. Amerikalılar en çok doğum sonrası ilk 4 yılda boşanıyorlar. Bu yüzden çocuksuz zaman geçirmek anne baba olduktan sonra önemli.
*Kendini bilmek. Hayat dediğimiz hikaye kendimizden insan yaratma çabasıdır. Kendini bilmek için iç görü gerek. İlişki iç görüsünde "ben nerede yanlış yapıyorum" diyebilmek önemli. "Olup bitene sizin katkınız ne?" ama ile başlayan her cümle patinajdır. İlişki iç görüsünde herkes kendi yaptığı yanlışı bulmakla yükümlüdür. 
İlişki iç görüsünde 3 soruyu kendinize sormalısınız? 
1. Bu adamla/kadınla neden evlendim?(Neden başkasıyla değil de bununla evlendim?)
2.Nerede sorun yaşıyorum?
3. Bu yaşadıklarımda benim payım/yanlışım ne?
evlilik karikatür ile ilgili görsel sonucu

*İhtiyaçlarımız tercihlerimizi belirler . Evlendikten sonra ihtiyaçlarımız değişebiliyor ama tercihimizi değiştiremiyoruz. Çok hareketli, neşeli, sosyal olduğu için bir adamla evleniyorsunuz.Sonra adam eve girmiyor diye boşanıyorsunuz. İhtiyaçlar değişebiliyor çünkü.
* İletişim konusunda "uzlaşamayacağınız alanlar olduğu konusunda uzlaşmalısınız". 

Kahkaha Terapisi

YAZAR : Pazartesi, Mart 18, 2019

Geçen hafta çarşamba günü Kahkaha Terapisti Gülnur Hanım'la "İlham Veren Kadınlarla Sohbetler"in 2. videosunu çektik. Önümüzdeki günlerde bloga da koyacağım videoyu. Bir arkadaşımın önerisiyle tanışıp sohbet etmeye karar verdik Gülnur Hanım'la. Kahkaha Terapisi ne demek çok merak ettim öncelikle. 
Kahkaha Terapisinin temelinde aslında bilinç altımızı olumlu yönde kandırmak var diyebiliriz. Her insanın bir titreşim frekans aralığı var. Frekansımız düştüğünde kendimizi iyi hissetmiyoruz, keyfimiz olmuyor ve olumsuz düşünmeye meyilli oluyoruz. Kahkaha Terapisi düşük frekansımızı arttırmaya yarıyor. Yani terapinin bazı teknikleri var. O teknikleri uygulamaya başladığınızda önce yapmacık kahkahalar atıyorsunuz ama devam ettikçe kahkahalar gerçek olmaya başlıyor. 
Çocuklarım küçükken onlara masal okurdum uyumadan önce. "Kötü kraliçe bir kahkaha atmış" diyerek zorla kahkaha atardım. Çocuklarımın bu çok hoşuna giderdi. "Anne gene kötü kraliçe gülüşü yap" derlerdi. Gülnur Hanım'a bunu söylediğimde "aynı kahkahayı biraz sürdürürseniz gerçeğe dönüşür ve terapi olur" dedi. Yani doğru yoldaymışım:)


Kahkaha Terapisini Hindistan'da bir doktor bulmuş ilk olarak. Kanser hastaları üzerinde denemeye başlamış ve bakmış ki hastalığın seyri yavaşlıyor ve hastaların bağışıklık sistemi güçleniyor, endorfin salgılıyorlar. Sonra bunu bir teknik haline getirmiş ve tüm dünyaya yayılmasına uğraşmış. Tüm dünyada hızla yayılmış ve eğitimleri verilmeye başlanmış. 
Charlie Chaplin “Gülmeden geçirilmiş bir gün boşa geçirilmiş bir gündür” demiş
Daha çok grup halinde yapılan kahkaha terapisinde katılımcıların %75 i doğal olarak kahkaha atabiliyor hale geliyorlarmış. 
Kahkaha Terapisi bir kere yapılıp biten bir şey olmadığı için gündelik olarak tekrar edildiğinde faydaları görülüyor.   Kendi kendinize de tekrar ettiğinizde frekansınızı yükselterek daha iyi  hissetmeye başlayabilirsiniz bu terapinin tekniğini öğrendikten sonra. 
Gülnur Hanım sohbet arasında bize de terapinin nasıl yapıldığını uygulamalı olarak gösterdi. Anladım ki grup sinerjisi çok önemli. Daha kalabalık daha iyi diyebiliriz. Bizim 5 kişilik grupta sinerji çok iyiydi ve gerçek kahkahalar atmaktan gözlerimizden yaş geldi. 
Sonuç olarak evde de yapılabilecek bir uygulama kahkaha terapisi hatta lütfen evde de deneyin:))))
İlk önce sahte kahkahalarla başlayın, gerçeğe dönüşsün.

Organize İşler Sazan Sarmalı

YAZAR : Cuma, Mart 15, 2019
organize işler sazan sarmalı ile ilgili görsel sonucu

Dün gece Netflix'te Organize İşler Sazan Sarmalı filmini izledik. Sanırım sinemacılarla film yapımcıları arasındaki anlaşmazlıktan dolayı film çok erken Netflix'te gösterilmeye başlandı. 
Genel olarak filmi beğendim. Bildik şeyler diyebilirsiniz ama insanlar aslında bildik şeyleri severler. Yani çok satan romanlar, çok satan filmlere bakın hepsinin konusu aynıdır aslında. Aşk, önüne çıkan engeller ve genelde mutlu son.  O yüzden bilindik iyidir:))
Film çok duygusaldı bence. Komediden çok duygusal diyebilirim. Baba kız sevgisi, aile olmak vb.... konularını çok güzel işlemiş. Oyunculuklar çok iyi ama Kıvanç Tatlıtuğ'un oyunculuğu muhteşem. 

organize işler sazan sarmalı ile ilgili görsel sonucu

Film devam filmi olduğu için,  ilk filmden tanıdığımız Asım Noyan'ın kızı ve damadı bir dolandırıcılık mağduru oluyorlar ve kızı babasından yardım istiyor. Araları bozuk olan baba kız bu vesile ile aralarındaki buzları eritiyorlar. Çok fazla spoiler vermeyeyim ama Asım Noyan bahis mafyası lideri Kıvanç Tatlıtuğ ile karşı karşıya kalıyor. Ve komik olaylar, ıslatıp ıslatıp dövmeler(daha çok acıtıyor herhalde:))) şeklinde film devam ediyor. 

organize işler sazan sarmalı ile ilgili görsel sonucu

Kıvanç Tatlıtuğ'un rolünün hakkını  bu kadar vermesine hayran kaldım. Yani adam sadece yakışıklı değil çok iyi oyuncu tespiti yaptım film boyunca:)))
Filmi tavsiye ederim, eğlenceli ve duygusal zaman geçirmek isterseniz güzel bir seçim olabilir.


Romantikleşmek Ve Değişim

YAZAR : Salı, Mart 12, 2019
değişim ile ilgili görsel sonucu

Eskiden, yani daha gençken çalıştığım yeri,arkadaş çevremi, evimi , kullandığım şeyleri vb..... her şeyi çok çabuk değiştirir ve hemen de uyum sağlardım. Şimdilerde ise çok zorlanmaya başladım. Eşimin hediye aldığı, kullandığım markadan farklı marka telefona alışmam o kadar uzun sürdü ki anlatamam. Ne ara bu kadar muhafazakar oldum diye düşünüyorum.
Eşim bana her şeyle duygusal bağ kurduğumu , o yüzden ayrılmak istemediğimi , zor ayrıldığımı söylüyor. Ama insan olmak böyle bir şey değil mi? Bağ kurmak insan doğasının gereği, bağ kurmadan nasıl yaşanır ki?

sezen aksu acı tatlı ne varsa hazinemdir ile ilgili görsel sonucu

Aklıma Sezen Aksu'nun "Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem,gitmem, Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir" şarkısı geliyor. Belki de kişiden kişiye ya da yaş aralığına göre değişiyordur bu durum. Ama etkileşimde bulunduğumuz her şeye biz bir şey katıyoruz, her şey de bize bir şeyler katıyor. Gençken daha az duygusal oluyoruz ve yaşlandıkça daha da romantikleşiyoruz:) sanki.

Oğlum büyüdü ve  boyu beni geçti , yurt dışında gezerken beni korumaya çalışma çabasını görünce "anneni korumaya mı çalışıyorsun?" dedim "evet ama o kadar romantikleştirmezsek olayı canım" dedi bana. Romantikleşmişim galiba gerçekten zamanla:)

değişim karikatür ile ilgili görsel sonucu

Değişim  demek bilinmeyen demek,bilinmeyen demekte güvensizlik demektir. Yani bildiğin, kendini güvende hissettiğin konfor alanından çıkmak demek. Risk demek :) Yani bunun romantikleşmeyle ilgisi yok, sağlamcılıkla ilgisi var:)


Gelin Kaynana Hikayesi; Hiç Bitmeyen Çekişme

YAZAR : Salı, Mart 05, 2019
karikatür psikiyatrist kaynana ile ilgili görsel sonucu

Yukarıda ki karikatürü instagramda paylaştım. İlk gördüğümde aklıma yıllar önce tanıştığım bir bayan doktor geldi. Uzun zaman önce, o zamanlar daha bekardım. Bir sağlık kurumunda çalışıyordum. Orada çalışan bir doktor bayan çok boş vermiş ve mutsuz görünüyordu. Zamanla samimi olduk onunla ve hikayesini anlattı. 
Doktor arkadaşımın adını Ayşe diyelim. Ayşe Hanım evlendikten 2 ay sonra kayın validesi ve kayın pederi onlara misafirliğe gelmişler. Tam 4 ay  kalmışlar. Bu 4 ay süresince Ayşe Hanım işe giderken  akşam yemeği için ne istediklerini söylüyorlarmış. Ayşe Hanım da işten eve yorgun argın gelip onların siparişlerini yapmaya çalışıyormuş. Mesela bir gün yaprak sarma başka bir gün karnıyarık vb... şeyler istiyorlarmış. Bu arada kendileri evde bütün gün hiç bir şey yapmadan oturuyorlarmış. Ayşe Hanım şok olmuş "ben doktor oldum , beni el üstünde tutarlar diye düşünürken köylü kızı muamelesi gördüm" dedi bana bunları anlatırken. Dört ay boyunca Ayşe Hanım, eşine zaman zaman "annenle baban evlerine dönmeyecekler mi? , beraber mi yaşayacağız?" gibi sorular soruyormuş ama her defasında eşinin tepkisiyle karşılaşıyormuş. 4 ayın sonunda Ayşe Hanım kendisi kayın validesiyle konuşmaya karar vermiş ve onlara ne zaman gideceklerini sormuş:) Kayın validesi ortalığı ayağa kaldırmış, ertesi gün gitmeye karar vermişler ama kayın valide giderken bütün apartmanın içinde "gelin bizi kovdu, edepsiz gelin" diye bağıra çağıra gitmiş.
Bu olaydan 1 yıl kadar sonra kayın pederi kalp krizi geçirip vefat etmiş. Ve kayın validesi evde yalnız korktuğunu bahane ederek onların yanına taşınmış. Birlikte yaşamaya başlamışlar. Kayın valide sürekli laf sokuyor, eleştiriyormuş, o cevap verdiğinde de oğluna gidip "ay oğlum biliyorsun ben nasıl iyi bir insanım Ayşe beni bugün yine yanlış anladı. Aşırı tepki gösterdi, çok üzüldüm ben" diyerek olayları tabi ki kendi tarafından anlatıyormuş. Ayşe Hanım da eşi eve gelir gelmez "annen bana şunu yaptı , bunu yaptı vb...." diyerek şikayet ediyormuş ve bilin bakalım kocası kimi haklı buluyormuş.
Bunları anlattıktan sonra Ayşe Hanım'ın neden öyle boş vermiş ve mutsuz göründüğünü anladım. Ve kendisi bana dedi ki "ben doktor olacak kadar zekiyim ama kayın validem kadar akıllı değilim. Politik konuşmayı bilmiyorum. Şikayet eden ben olduğum için hep haksız durumuna düştüm. Sen sakın kayın valideni şikayet etme . Daha politik konuş , davran. Çünkü kadınlar biribirlerine karşı çok acımasız. Ve erkekler annesiyle eşi arasında kalıyor, denge kuramıyorlar". Evlenmekten çok korktuğumu hatırlıyorum onunla bu sohbeti yaptıktan sonra:) 
Bizim toplumumuzda halen bir kayın valide baskısı gerçeği var maalesef. Ne kadar eğitimli olursanız olun , ne kadar kazanırsanız kazanın böyle davranışlara maruz kalabiliyorsunuz. Reklamlarda bile halen kadınlar kendilerini kayın validelerine beğendirmek zorunda. Yıkadığı bulaşıkların parlak olması, yemeklerinin çok lezzetli olması , çamaşırlarının temiz olması vb.... gibi bir sürü konuda kendini kayın validesine ispat etmek zorunda olduğu empoze ediliyor.
İşte bir karikatür beni geçmişe götürdü ve o arkadaşımı anımsadım. Şimdi nerede ne yapıyor bilmiyorum ama böyle çok kadın vardır eminim. Gelecekte değişeceği umudundayım. Kadınların kadınlara acı çektirmediği günlerin geleceğini ümit ediyorum. Siz de umutlu musunuz?
Blogger tarafından desteklenmektedir.