İletişebilmek

İLETİŞEBİLMEK
Merhaba
Bugün sizlere hepimiz için çok önemli olan ama etraftan , kulaktan duyma öğrendiğimiz ve bilmediğimiz için çok çatışma, yanlış anlaşılma yaşadığımız iletişimden bahsetmek istiyorum. Bir projem var benim Milli Eğitim Bakanı olduğumda kesin yapacağım (vaat değil valla, dediydi dersiniz:)). İletişim, Para nasıl yönetilir? (yada kişisel finansta olabilir adı) ve adab-ı muaşeret dersleri koyacağım müfredata. Çünkü eğitim ne demek? sadece üçgenin iç açılarını toplamayı öğrenip toplum içinde nasıl konuşacağını bilmemek mi? Ya da tarihte ki savaşların tarihlerini öğrenip kendi bütçeni yönetememek mi? Hani hep bir geyik muhabbeti vardır "bu öğrendiklerim gerçek hayatta ne işime yarayacak?" diye. Biraz da gerçek hayatta olmazsa olmaz bilgileri öğrensek çok daha iyi olacağını düşünüyorum.
Mesela Japonya da ilkokul öğrencileri çantalarında bir bez taşırlarmış. Bu bezle sıralarını silerlermiş ve öğretmenler ilk önce kendi çevresinin , bulunduğu ortamın temizlenmesi gerektiğini öğreterek rehber oluyorlarmış. Bu haberi okuduğumda "kesinlikle böyle olmalı" diye düşündüm. Geçen gün memur bir arkadaş çalışma masası kirlendiği için fellik fellik temizlik görevlisini arıyor. Ona dedim ki "tırnağın varsa başını kaşı" yani "bez var odada kendin sil, yani başkasına iş yaptırmaya bu kadar meraklı olma" dedim. Pek hoşuna gitmedi. Çünkü toplum olarak iş yaptırmayı ağa olmayı çok seviyoruz. Herkes paşa çocuğu maşallah. Burada çok sevdiğim bir ata sözünü paylaşmadan geçemeyeceğim "Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa" .
Konu dağıldı gene toparlıyorum şimdi. İletişimi bilmiyoruz. Demem o ki birazcık bilsek çok daha doyum veren ilişkilerimiz olacak. "Ne söylediğin değil nasıl söylediğindir önemli olan" .Yani toplum içinde yaşıyoruz sürekli insanlarla iletişim halindeyiz. Ne kadar başarılı iletişim o kadar huzurlu insanlar, o kadar huzurlu bir toplum. Saygı, nezaket ve doğru iletişimle açılamayacak kapı yok.
Peki nasıl iletişim kurmamız gerek? Bence en önemlisi suçlayıcı "sen dili" yerine "ben dilini" kullanmak. Hatta özellikle yakın ilişkilerimizde sadece bu değişikliği yapabilsek, hayatımıza yansımalarının çok büyük olacağına emin olabilirsiniz. Çünkü "sen şöyle yapıyorsun" dediğimizde karşımızda ki kişiyi savunma durumuna sokuyoruz. "Ama senin böyle davranmam benim şöyle hissetmeme neden oluyor" şeklinde bir cümle kişiyi savunma durumuna sokmadan yaptığı davranışı farkedip üzerine düşünmesini sağlıyor. Geçenlerde yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.İş için telefonla görüştüğüm bayan(kadınlarla malesef daha çok yaşanıyor) sorduğum soruya yapıcı bir cevap vermek yerine  "dediğiniz gibi yaparsanız evrakınızı iade ederim " dedi. Öyle haklı görüyordu ki kendini "lütfen sende terslen de kavga edelim" diyordu resmen ama ben sadece "ben sizden yardım istiyorum, doğru olanı yapmaya çalışıyorum neden böyle konuşuyorsunuz?" dedim ve x hanım telefonda bir süre sessiz kaldıktan sonra soruma düzgün bir cevap verdi. Kolay olan onunla aynı tarzda konuşup "telefon öyle kapatılmaz böyle kapatılır" yapmaktı ama ben zor ama yapıcı yolu seçtim. Sonuçta amacımız üzüm yemek öyle değil mi? Bağcıyı dövmek değil. İşte bunu hiç unutmamalıyız.Dedem "hep dişi konuşun" derdi bize. Yani keskin değil yumuşak olsun cümleleriniz. Kimseye batmasın. O yapamıyorsa siz yapın bir şey kaybetmezsiniz hatta kazanırsınız. 
Ne demiş Mevlana "Arayan sen ol,bulan sen; Tanıyan sen ol, kucaklayan yine sen! Kula vefası olmayanın Hakk'a vefası olmaz".


4 yorum:

  1. Ben de hastane anımı anlatacaktım bak iletişim deyince hatırladım ilk fırsatta yazayım :)

    YanıtlaSil
  2. DEDEN NE GÜZEL SÖYLEMİŞ
    YAZINI ÇOK SEVDİM
    SEVGİLER

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.