ankara
ankara marka festivali
ankara marka festivali 2017
ankarada etkinlik
asley joy
aslı şen
ferhat göçer
gamze cizreli
love mark
metin hara
nasıl marka olunur
serap erener
Ankara Marka Festivali 1
Bugün Ankara
Marka Festivali'nin 1. günüydü. Özellikle Metin HARA'yı dinlemek istiyordum.
Ben yetişemeyeceğimi sanıyordum ama program biraz sarkmış anlaşılan, programa
göre 14:14 ta başlaması gereken Metin HARA "Bir Markaya Nefes
Olmak" konuşması daha başlamamıştı.
"Markalaşma Üzerine Bir Çift
Laf:Twigy&Arzum" paneline girdim. Twigy Yönetim Kurulu Başkanı Sinan
ÖNCEL'in konuşmasını dinledim. Nasıl marka olduklarını, nasıl pazarlama
stratejisi geliştirdiklerini anlattı ve sunumunun özeti; "biz sürüden
ayrıldık, kurtlar yemedi, sizde ayrılın, herkes gibi düşünmeyin"di. Mesela
futbol klüpleri ile renkleri terliklerde kullanmak için lisans anlaşmasını ilk
onlar yapmışlar ve maç esnasında stada dev bir terlik maskotu koymuşlar. İlk
başlarda insanlar ne alaka demişler ama sonrasında çok başarılı bir reklamcılık
stratejisi olarak görülmüş.
Metin Hara kendi hikayesini anlattı
konuşmasında. Kitaplarını okuduğum için bildiğim bir hikayeydi ama birde ondan
dinlemek çok güzeldi. Konuşmasının bir bölümünde elimizi kalbimize koymamız ve
gözlerimizi kapatmamızı istedi. Daha sonra en küçük halimizi hayal etmemizi ve
ona sarlmamızı istedi. Bir ara gözlerimi açıp salona baktığımda herkesin
gözlerini kapatmış , huşu içinde Metin Hara'yı dinlediğini gördüm. Çok iyi bir
motivasyon konuşmacısı olduğunu düşündüm. Ses tonu, enerjisi çok güzeldi.
Mesela dedi ki "kahraman aramayı bırak, kahraman ol" "Halep'te
çocuklar ölürken keşke Batman onları kurtarsa ama öyle bir şey olmuyor, sen
kahraman olmak zorundasın" . Bir gün yaşadığı zorluklar sonucu kendini çok
güçsüz hissettiği ve korktuğu birgün bir ustasının ona "her korktuğunda
bir insanın kalbine cesaret üfleyeceksin" dediğini ve bunun kendisi için
dönüm noktası olduğunu söyledi. Ve hepimize "korktuğunuzda birinin kalbine
cesaret üfleyin" dedi.
Konuşmasından sonra kitap imzaladığı
standında karşılaştık ve fotoğraf çektirmek istedim. O kadar pozitif bir
enerjisi var ki ve çok naif bir insan. Ufak tefek olduğunu düşündüm ama yan
yana fotoğraf çektirdiğimizde benden uzun görünmesine şaşırdım şahsen. Zaten
erkekler hep öyle ufak tefek görünürler ama yanlarına gidince yinede
kadınlardan uzun olurlar:) Nasıl oluyorsa artık. Haaa birde kadınlarda hep
şişman görünürler erkeklerden ama tartıda erkekler daha fazla çıkarlar.
Erkekler daha kaslılar ya sanırım ondan:)))
Sonrasında "Kim Demiş Ankara'dan
Marka Çıkmaz Diye?" konulu konuşmasıyla Gamze Cizreli vardı. Oturup
kaldım,Kahve içmeye bile gidemedim. Gamze Cizreli bilmeyenler için söylüyorum
Big Şef restoranlar zincirinin kurucusu ve sahibi. Ankara'da ünlü bir kaç kafe
ve restoranın da kuruluşunda yer almış girişimci bir insan."Nasıl
"Love Mark" olunur?"dan bahsetti. Mesela konuşmasında öne çıkan
bazı konulardan bahsetmem gerekirse;"tanınmış bir marka olmak istiyorsanız
reklama, pr şirketlerine önem vermelisiniz. Biz bunlarla çok çalıştık, çok paralar
verdik. Çok iyi olabilirsiniz ama sizi kimse bilmiyorsa iyi olmanızın faydası
olmaz. Bilinir olmak için zihniyetin değişmesi lazım" dedi. Gamze Cizreli
de sürekli gülümseyen çok pozitif bir kadın. Kendisini ilgiyle dinledim, zaten
konuşması da çok akıcı ve eğlenceliydi.
Daha sonra Asley Joy markasının
kurucusu Aslı Şen'in "ne Gerek Vardı?" başlıklı konuşması vardı.
Açıkçası markayıda Aslı Şen'i de tanımıyordum o güne kadar. Kendisi Fenerbahçe
Spor Kulübü Başkanı Ali Şen'in oğlu Mein Şen'in eşiymiş. Marka yapmak, bir
şeyler üretmek için çaba harcadığında etrafındakiler ona "ne gerek var
" demişler hep. Yani zenginsin zaten ye, iç, gez ne uğraşıyorsun demişler.
Ama o rahat durmamış, bir şeyler yapmak, üretmek istemiş. Üreten insan mutlu
olur, her istediği olan, her şeye kolaylıkla ulaşan insan mutlu
olamaz(psikolojik bir çıkarım yapmadanda duramıyorum:)))) Hamileyken parabensiz
ürün kullanmak istediğinde marketlerdeki ürünlerin hepsini incelediğini ama
hepsinde paraben olduğu için bu konuda bir ihtiyaç olduğunu farkettiğini ve doğal,
parabensiz ürünler üretmeye başladığını anlattı. Markasının doğuş hikayesi
böyle olmuş. Aslı Şen'de bana çok samimi, çok bizden biri geldi. Konuşması
esnasında çok heyecanlıydı ve anlaşılıyordu ama samimiyeti hepsini örtüyordu.
Sonuç olarak çok eğlendiğim, bütün
konuşmacıları zevkle dinlediğim bir etkinlik oldu benim için. Bana farklı
vizyonlar kattığını düşünüyorum. Ama sadece öğleden sonra katılabildim. Sabah
konuşmalarınada katılmak isterdim. İlk günün son konuşması Sertap Erener'indi ve çooook güzelmiş ama ben izleyemedim:((((
Ve diyorum ki böyle etkinlikler
Ankara'da daha çok yapılmalı. Özellikle üniversite öğrencilerinden çok rağbet
vardı. Çok kalabalıktı. Ücretsiz olması da ayrıca güzel olmuş bence. Yarın da
2. günü anlatacağım. Beni izlemeye devam edin :))))
Gitmeyi istediğim ama gidemediğim bir etkinlik.Senden dinleyeceğim artık.Yarın yazacağın yazıyı da merakla bekliyorum :)
YanıtlaSilBende gitmeyi çok istiyordum bu etkinliğe,senin sayende takipteyim :)
YanıtlaSilDolu dolu bir gün olmuş Kadriye, ne güzel :)
YanıtlaSilEminim çok faydalı olmuştur sana ♥
Çok yorumunuza sağlık
YanıtlaSil