Psikosomatik Hastalıklar

Geçenlerde çalıştığım hastanede bir doktor arkadaşımın yanına polikliniğe gittim. Onunla sohbet ederken bir tane yaşlı teyze geldi muayeneye. Doktor arkadaşım eğilip kulağıma dedi ki; "bak şimdi teyzeye "neyin var" diye soracağım, "her yerim ağrıyo yavruuuum" diye cevap verecek" . Bende "yaaa gerçekten mi, hep böylemi oluyor?" dediğimde "kesinlikle, neredeyse istisnasız böyle. Bu yaş grubu özellikle bayanlarda durum bu" dedi. Ve gerçekten de teyze içeri girince aynı diyalog geçti ve arkadaşım bana bakıp göz kırptı. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu hikayeyi anlatmamın bir sebebi var tahmin edersiniz ki. Doktor doktor gezen , hastalıklarına çare bulamayan büyük bir kesim var . Sizinde çevrenizde vardır mutlaka.Hatta kendimizde görebiliriz bu rahatsızlıkları.
Bu tip rahatsızlıklara Psikosomatik Hastalıklar adı veriliyor. Eğer hayatımızda yolunda gitmeyen bir şeyler varsa , yoğun stres, üzüntü vb.....bunlar vücudumuzun bir yerlerinden kendilerini dışarı vururlar. En çok cilt rahatsızlığı veya mide-bağırsak rahatsızlığı şeklinde görülürler. Cilt yalan söylemez. Mide ve bağırsaklarda yalan söylemezler:) Mesela ben korktuğum da midem bulanır, stresliyken midem yanar. Hepimizde vardır . Önce cildimiz ve midemiz isyan ederler. Anadolu da yapılan bir araştırmada mide rahatsızlığıyla gelin-kaynana çatışması arasında anlamlı bulgular bulunmuş. Yani kayın validesiyle sorun yaşayan gelinlerin hemen mide ağrıları oluyormuş.
İfade edilmeyen duygular mutlaka bir yerden çıkmak zorundadır. Söylemezsek hasta oluruz. Cilt sorunlarının %80'inin psikolojik kökenli olduğuna dair araştırma sonuçları var. Eskiler derler ya "atma içine hasta eder" diye . Aynen öyle.
Eşimize dostumuza ben kendimi iyi hissetmiyorum bir psikiyatriste, psikoloğa gideyim yardım alayım diyemeyiz de midem çok ağrıyor, belim tutuldu vb.... diyerek doktora gidebiliriz. Yani toplumumuzda kabul edilmediği için kabul edilebilir bir rahatsızlıkla gideriz doktora. O birikmiş duygu mutlaka çıkacaktır ama bazen bizi çok hasta ederek çıkabilir.


Hasta olmamak için sizi gerçekten duyan insanlar olmalı etrafınızda. Bir sürü insan değil ama sizi duyabilen insan sayısı ne kadar çok olursa o kadar iyi olur ruh sağlığınız için. Çünkü bu insanların illa çözüm bulmasına gerek yoktur, bazen sadece anlattığımızda bile rahatlarız. Gerçekten bizi dinleyen bir insana anlattığımızda sorun hafifler. O yüzdendir ki insanlar daha çok psikologa veya danışmanlara daha çok giderler. Anlaşılmak isterler. Anlaşılmak çok güzeldir çünkü. "Derdini söylemeyen derman bulamaz" demişler ya. Siz anlatmadan neyi kendinize dert ettiğinizi bilemez sevdikleriniz. Bazen dermanı onlara anlatırken buluruz. Sesli düşünürüz ve fark ederiz. Bir düşünürün cümlesi geldi aklıma dostuyla konuşurken dostu konuştukları konu hakkında ne düşündüğünü soruyor. Düşünür de "seninle bu konuyu konuşmadan ne düşündüğümü nerden bilebilirim ki":))))
Konuşun, dertleşin, dertte dinleyin ama. İnsanlar konuşa konuşa anlaşırlarmış. Anlamak ve anlaşılmak,hepimizin derdi bu.

 Sevgilerimle......

20 yorum:

  1. iyi psikologlara ihtiyç var cnım bir de uygun bütçede olmalı. benim etrafımda gidenler var psikolog 10 günde bir 200 tl alıyormuş Bu da soygun. Ben bu parayı verirsem heryerim acaip ağrır bak :D

    YanıtlaSil
  2. Hastalıkların Zihinsel Nedeni diye bir kitap var.Bazen ben o kitaptaki olumlamaları da kullanıyorum ve faydasını görüyorum.Bir gün blogumda o kitabı da tanıtacağım.Farkındalık açısından es geçilemeyecek bir yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
  3. En güzeli şu ki; hayatımızı zora sokan, çekilmez kılan sorunumuz her ne ise (her yol denenmiş ve halen daha bir değişiklik olmamışsa) söküp atmak. Bazen radikal eylemler göründüğü kadar da zor olmayabiliyormuş :) Sevgi bizden...

    YanıtlaSil
  4. tüm hastalıklar kafada bitiyor kafada....
    ben de bir psikoloğum, verilen paralar gerçekten fazla geliyor, bizim toplumumuzda maalesef hala kabul görmemiş bi durum bu ama şöyle söyleyebilirim, inanın o koltuğa oturmak ve karşınıza bir insanı almak için inanılmaz çaba, eğitim, güç, sabır vermeniz gerekiyor...

    benim büyükannem 106 yaşında öldü, öldüğü sene ayakları ağrıyordu ve hayret ediyordu "allah allah neden ayaklarım ağrıyor bu kadar" diyordu, diyemiyorsun ki büyükannecim malum 106 yıllık ayak, ağrımasın da ne ağrısın ;))))

    sevgiler :)))

    YanıtlaSil
  5. Duymuştum ben de, sizden duymak da iyi oldu:-)

    YanıtlaSil
  6. ne güzel anlatmışsın yaa her yerim ağrıyoo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimde oran ağrıyo buram ağrıyo gizli yetenekli:)))

      Sil
  7. Kadın olmak ne zor. En büyük derdin anlaşılmamak bir de üstüne anlama özürlü bir cinsle ilişki kurmak zorundasın :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok dogru söylüyorsun buzlu kalem . Dümdüz anlatman gerek karşı cinse.

      Sil
  8. stres her türlü hastalığın baş düşmanı ama strese girmemek için çok güçlü bir kişiliğe sahip olmak gerekiyor bence o da çok zor :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stresliyken kendimizi rahatlatmayı öğrenebiliriz.

      Sil
  9. Aslında psikosomatik bir rahatsızlığı olduğu halde farklı düşüncelerle doktor doktor dolaşıp çare arayan ne çok insanımız var. Sorunlarını anlayabilecek, paylaşabilecek uygun insanı bulmak da çok kolay değil.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha çok bizi gerçekten duyan insana ihtiyacimiz var Makbule Hocam

      Sil
  10. cilt hastalıklarının yüzde sekseni psikolojik kökenli evet..
    ara ara cildimde bundan dolayı sorunlar yaşayabiliyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ne olduğunda cilt hastalığı oluyor sen biliyorsundur maviye iz süren . O sorunu ortadan kaldırabilirsin

      Sil
  11. Olay tamamen kafada bitiyor ya kendimizi nasıl uyarladıysak öyle devam ediyor kendi bloguma da bekliyorum :)

    www.emreyildirim.co

    YanıtlaSil
  12. Bir çok hastalık gerçekten sadece zihinle ilgili ve bizde zihin sağlığımıza yeterli önemi vermiyoruz ne yazık ki. Yazınız çok güzel olmuş, ellerinize sağlık. :)

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.