Memleketimden Ebeveyn Manzaraları

Memleketimden Ebeveyn Manzaraları

   Kızımın rahatsızlığı dolayısıyla hastanenin çocuk servisinde  geçirdiğimiz 72 saatte, duygusal anlarım dışında, ebeveynleri gözlemledim. Gözlem yapmayı çok seviyorum. Öncelikle biz bir devlet hastanesinin aciline gittik. Yaklaşık 1,5 saat sıra bekledik. Ama sıra beklerken gelen hasta profiline baktığımda, yalan olmasın, yaklaşık yarısının acil olmadığına karar verdim kendi kendime. Çünkü mesela ateşi var diye getirdikleri çocuk hiç yerinde durmuyor, hoplayıp zıplıyordu. Hatta ben hiç bir art niyet olmadan saf saf "hasta çocuk bu mu?" diye sordum ve gayri ihtiyari "iyileşmiş maşallah hoplayıp zıplıyor" dedim. Annesi eminim bana çok sinir olmuştur:)
Beklerken yanımıza bir çift geldi. Dört ellerinin üzerinde 6 aylık bir bebek taşıyorlardı. Aman allahım o ne ilgi, o ne ihtimam. Ellerinde dijital derece 2 dakikada bir bebeğin ateşini ölçüyorlar. Bir anne ölçüyor bir baba. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Hatta "2 dakikada değişmemiştir ateş, sakin olun" dememek için de epey zorladım kendimi. Ama "ne rahatsızlığı var bebeğin" diye sordum(Eskiden anneme kızardım hastanede herkesle konuştuğu için. Ona benzemeye başladım. Yaşlanıyomuyum ne). "Aşı yaptırdık ta ateşi 38'in altına düşmeyince getirdik" dediler. Ben de "hımmmm" dedim:) Çok anlamlı bi hımmmmm dı ama .
Sonra sıra bize geldi muayene olduktan sonra müşahade odasında kızıma serum takıldı. Yan odada bir bebek ölmüş:( Annesi "emzirdim, uyuttum, komşuya gittim, döndüğümde nefes almıyordu" demiş hemşireye. 6 aylık bebeği 3 saat evde yalnız bırakmış kadın. Döndüğünde de ölmüşmüş. Acayip soğukkanlı görünüyordu, hiç ağlamıyordu.
Sonra kızımı çocuk cerrahisi bölümüne yatırdılar. 2 yatak vardı. Diğerine de 9 aylık bir bebek geldi. Ne olduğunu bilmedikleri bir şey yutmuş ve akciğerinde kalmış. Nefes almakta zorlanıyordu. Hemşireler "annesi çocuğu şöyle tut" deyince yanındaki bayan "annesi değil anneannesiyim, annesi dayanamaz böyle şeylere" dedi. İki gözüm iki çeşme ağlarken bile kulak kabarttım ve "neye dayanamıyormuş annesi" diye merak ettim.
Sonra annesi geldi ve anneanneye dediki: "anne bak çocuğu ameliyata alacaklar başında refakatçi olarak kalmayı kabul edersen izin kağıdını imzalıycam ama kabul etmezsen ben kalamam biliyosun, dayanamam" dedi. İnanamaz gözlerle baktım. Genç bir anneydi.Yazık diye düşündüm kendisi büyümeden anne olmuş.
Kızım ameliyata girdiğinde eşim dışarda beklerken bu genç anneyi görmüş. Bana dedi ki: "bakar mısın şu bayanda anne hiç senin gibi ayılıp bayılmıyor, çok metanetli" dedi. Bana o anneyi örnek gösterdi. İnanabiliyor
 musunuz? 


   Neyse sağ salim iki çocukta ameliyattan çıktı. Çok şükür atlattık. Ama bir kez daha ebeveynliği sorguladım. Ya çok abartı bir şekilde dünyanın merkezi yapıyoruz çocuklarımızı ya da acayip ilgisiziz. Ben hangi kategoriye giriyorum diye düşündüğümde(yapmam gerekenleri bilmeme rağmen) sağlıksız bir davranış sergileyerek ölüp bayılan, çocuğu söz konusu olduğunda metanetli olamayan kategoriye girdiğimi fark ediyorum. Çuvaldızı kendime batırıyorum. Ama bu konuda güçlü olmak çok zor geliyor bana. Bu konularda ahkam kesmek çok kolay ama başa gelince işin rengi değişiyor.
Şimdilik hoşça ve sağlıklı kalın. Sevdiğiniz herkes te sağlıklı olsun inşallah. Herşeyin başı sağlık.


8 yorum:

  1. çocuğum bir yana dünya bir yana kendimi yerden yere atmıyorum ama hiç de metanetli olamam ve bu da gayet normal bence ..

    YanıtlaSil
  2. Keyifle okudum bu yazıyı... Bende meslek takıntısıdır etrafımdaki insanları gözlemlemek, sizde de bu özelliği gördüm :) Tespitleriniz oldukça doğru, anne baba olmak bu dünyanın en zor görevlerinden biri. Kişi sorumluluğunun mahiyetini tam olarak idrak edemezse görevini icra ederken türlü zorlukla karşılaşır ve bu zorluklar karşısında gittikçe gücünü yitirir.

    Elleriyle bir nesli yetiştirdiklerini keşke farkedebilseler tüm anne ve babalar...

    YanıtlaSil
  3. Çok geçmiş olsun Kadriye...çocuk hastalığı bambaşka bir şey... Annanelere güvenen anne sayısı hiç az değilllll....İşin başka tarafı da annanelerde bu durumdan şikayetçi değil hatta memnun....sevgiler :)

    YanıtlaSil
  4. Ben de geçen sene Bilgiç'in ateşi için gitmiştim, bizim yanımızdaki yatakta küçük bir bebek küçük de bir anne vardı. Derken bebek tepki vermemeye başladı. Anne ağlıyor ama kimse anlamıyor ne dediğini. Yan odadan bir kadın çıkıp tercüme etti kürtçeden. Bebeğin kafasında zaten şaft varmış. Acile gelirken ne dosyasını getirmişler ne ne olduğunu anlatmışlar. Zaten doktorlar olayı anlamak için o kadar soru sormak zorunda kaldılar ki. Bir şey anlatamıyor, yani mesele sırf dil değil kendi dilinde de anlatamıyor. Bebek apar topar başka hastaneye kaldırıldı. Allahım dedim, sırf anne babanın cahilliğinden ne hallere düştü.

    Ben de çok üzülürüm ama inanılmaz bir durgunluk ve sakinlik hali gelir. Yapılacaklara odaklanıp üzüntümü geri atarım.

    YanıtlaSil
  5. her şeyin fazlası zarar ama dediğiniz gibi başa gelince işi değişiyor..geçmiş olsun..

    YanıtlaSil
  6. Anne olmak kolay olsaydı.."Cennet anaların ayağının altındadır." sözüne gerek kalmazdı... Çok geçmiş olsun...

    YanıtlaSil
  7. Kadriye kızına çok geçmiş olsun dileklerimi yolluyorum öncelikle.
    Anlattığın ebeveynlerin bir kısmı yeni anne-baba olmuş ebeveynlerden de olabilir yaa:)) İnsan 7 üniversite bitirse de ilk çocukt herkes cahil bence. Ne hayatlar ne insanlar..vay beee dedim okudukça.

    Gözlemlerine sağlık..sevgiler

    YanıtlaSil
  8. hastalık anlarında ben çok güçlü metanetli bir anneyim(annenanne:))konuşmak mı istedim sanki:))o anlarda doktorları dikkatli dinlerim...ilgilenmeyen personeli ilgilendirmesini beceririm çok kendimde olurum ...hastam iyileşince ben hasta oluyorum...çok acil durumlarda kendime gelmem 1 ayı geçiyor...aaa çok uzattım eh işte yaşlılık:)))))sevgilerimle yavrum çok geçmişler olsun

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.