dizi yorumu
güncel
ufak tefek cinayetler
ufak tefek cinayetler dizi yorumu
ufak tefek cinayetler oya
Alacaklısını Kim Sevmiş ki?
Ufak Tefek Cinayetler dizisini sevdiğimden ve takip ettiğimden daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. En sevdiğim bölümlerden birisi Edip karakterinin hayatla, insan ilişkileri ile ilgili tespitleri. Her hafta diziyi izlerken aklımda kalanları not almaya çalışıyorum hatta instagram da paylaşıp "siz bu bölümde neler yakaladınız?" diye soruyorum.
En son bölümde çok sevdiğim bir cümleyi başlık yaptım yazıma. Seyredenler bilirler ama seyretmeyenlerin de anlayabilmesi için bu sözün geçtiği sahneyi anlatayım. Merve eski gücünü tekrar kazanıp geri dönmüştür ama ona zor günlerinde yardım eden Oya'ya eski düşmanlığını devam ettirmektedir. Oya Edip'le konuşurken "bir şey beklemiyordum aslında bir teşekkür falan ama bu kadar nefret etmesini de beklemiyordum" dediğinde Edip "en çok bize iyilik yapanlara kızarız içten içe. Kendimizi onlara borçlu hissederiz. Alacaklısını kim sevmiş ki?" der. Bir süredir bildiğim bir şeyi böyle örnekle, derlenip toplanmış görünce taşlar iyice yerine oturdu. Bunu anlattığım arkadaşlarımda aynı şekilde söylediler. Yani eğer birine iyilik yaptıysanız onu sizi sevmeme ihtimali artar:) Son zamanlarda bir söz var ya hani "hiç bir iyilik cezasız kalmaz" ya da Hz. Ali'nin olduğu söylenen bir kıssa vardır. Hz. Ali'ye demişler ki falanca senin hakkında konuşuyor. O da demiş ki "nasıl olur ona iyilik yapmamıştım ki ben" .
Bunun tam tersi olarak (aslında biraz tuhaf olsa da) iyilik yaptığımız insanları severiz. Yani aralarında ters bir orantı vardır. Hiç mantıklı değil ama insan psikolojisi işte böyle çalışıyormuş.
Eeee bu bilgiler ışığında hiç kimseye iyilik yapmayacak mıyız? Tabi ki hayır. Ahde vefası olan insanlar yapılan iyiliği hiç unutmazlar. İyilik yaptığınız insan ahde vefalı bir insansa (ki bu çok zor bulunan bir özellik maalesef) şanslısınız , yaptığınız iyiliğin değerini bilecektir. Ama genel olarak değer bilinmese de iyilik yapmak ve bazen karşılığında nankörlük görmek kaçınılmaz olur. Ama sonuç olarak nankörlük yapan biz değiliz, biz iyilik yapan tarafız. Yani herkes kendine yakışanı yapar devam eder hayatına.(sanırım erdim ben:)))
Ne olursa olsun , ne kadar olgun olursak olalım nankörlük görmek hepimizin canını acıtabilir. Ama bazıları için züğürt tesellisi gibi gelse de nankörlük yapan değilde nankörlük gören olmak yeğdir:) . Haksızlık yapan değil haksızlığa uğrayan olmak , aldatan değil aldatılan olmak . Affedip yola devam etmek gerekir .
,
Bir hikayeyle yazımı sonlandırayım.
Çölden devesiyle geçmekte olan bir derviş yerde yatan bir adam görür. Yanına yaklaştığında ölmediğini görür ve yerde yatan adam ondan su ister. Devesinde su matarasını alıp adama verir derviş. Suyu içen adam kendine gelir ve çok atik bir hareketle dervişin devesini alıp kaçmaya başlar. Derviş arkasından bağırır "tamam al devemi git ama bunu yaptığını kimseye anlatma" .Deveyi alıp kaçan adamın aklına takılır dervişin söyledikleri, bir anlam veremez ve merakına yenik düşüp geri dönüp dervişe "ne demek istedin" der. Derviş der ki "eğer bu yaptığını anlatırsan bundan sonra hiç kimse çölde ölmek üzere olan birine yardım etmez. Anlatma ki kötülük yayılmasın".
yine şahane yazmışsın
YanıtlaSilseninle her zaman aynı fikirde olmak da ne güzelmiş :))
seviyorum seni yüreğini güzel kadın
edibe bir bölümde dedi ki Oya çok hoşuma gitmişti:
"Ne güzel yaşıyorsun hayatı dans eder gibi"
Teşekkürler Fatmacığım gören gözler de şahane ki anlıyoruz birbirimizi:)
SilNe demiş büyüklerimiz "yap iyiliği, at denize"...
YanıtlaSilBir gün karşımıza farklı şekilde çıkıyor, buna inanıyorum ben ♥
Öpüyorum seni
Buna karma diyorlar galiba Şebo:)
Silben de keyifle izliyorum ve edip karakterinden hoşlanmamama rağmen, söyledikleri gerçekten çok mantıklı :) ama o çok içten pazarlıklı hali sinirimi bozuyor :)
YanıtlaSilEdip bence Oya'ya olan aşkını gizlemeye çalıştığı için öyle sinsi görünüyor Büşra.
SilBen hala iyilik yap denize at modundayım sanırım..
YanıtlaSilhttp://loveandsmile.wordpress.com/
İnşallah o moddan hiç çıkmayız gelincika:)
Silbende çok seviyorum diziyi, hatta twitterdan Oya'yı takip etmeye başladım :) Gökçe Bahadır'ı değil, Oya'yı yani...çok haklısın defalarca tecrübe ettim bunu...hâlâ akıllanmadım o başka :(
YanıtlaSilAsıl akıllı biziz aslında bence Sertaç:)
SilEvet Edip'in tespitlerini ve sözlerini bende çok seviyorum.
YanıtlaSilYakaladıklarını sende yazsana Beyda.
SilBu diziyi bende sıkı takip ediyorum.Bu nasıl bir kötülük, nasıl bir fesat görüş açısı, nasıl bir entrikalar dünyası.
YanıtlaSilBenim de aklım hayalim olmuyor ve aslında daha önce de bu konuda yazmıştım kadınların hepsi sanki çok entrikacıymış gibi gösteriyor.
SilBenim de dikkatimi çekmişti o cümle. İlginç bakış açısı cidden.
YanıtlaSilBeğenmene sevindim Aze.
SilDiziyi ben de takip ediyorum güzel yorumlamışsın ama sanırım ben sonda ki hikayeden daha çok etkilendim. İyi ki paylaştın bu hikayeyi.
YanıtlaSilBu hikayeyi çok severim bende Zeynep , daha öncede paylaşmıştım ama arada tekrarlamak lazım.
SilSanırım buna Benjamin Franklin Etkisi deniyordu. Bir zamanlar yazmıştım bir yazımda. Dizi için de ülke içindeki dizleri izlememe yasağım var. :D
YanıtlaSil