Kendine Güvenli Çocuk?

Aşağıda okuduğum makaleyi sizinle paylaşmadan önce kendi yaptığım bir hatayı itiraf etmek istiyorum. Oğlumun geçen yılki Din Dersi Öğretmeni dersi anlatırken çok yazı yazdırdığı için oğlum onu pek sevmiyordu ve bana bunu sürekli söylüyordu. Bende her öğretmeninin tarzının farklı olduğunu falan anlatıyordum. Oğlum bir gün eve geldiğinde öğretmen  derste yazı yazdırırken aralarında bir tartışma geçtiğini anlattı. Ama çok önemsiz bir şeymiş gibi anlattı ve kendisinin saygısız davranmadığını söyledi. Birkaç gün sonra  Veli Toplantısı'na gittiğimde Din dersi öğretmeni benimle konuşmak istedi ve konuşmaya başlayınca oğlumun kendisine "siz hiç iyi bir öğretmen değilsiniz, anneme söyleyeceğim sizi okuldan attırsın" dediğini söyleyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü.(Özel okul olduğu için attırabileceğimi düşünmüş olacak) Tabi kadıncağızdan nasıl özür dileyeceğimi bilemedim. Sonra kendimle yüzleştim Nerede hata yaptın? dedim. Kendine güvenli ve kendini ifade eden bir çocuk yetiştirmeye çalışırken ukala, küstah bir çocuk mu yetiştiriyorsun? diye sorguladım kendimi. Amacımız çocuklarımızı hayata hazırlamak olmalı, onların yerine önlerine çıkan engelleri kaldırmak değil. 
Şimdi günah çıkarttığıma göre artık yazıyı paylaşabilirim:))))
ÇOCUKLARIMIZI GÜÇSÜZLEŞTİRİYOR MUYUZ?

Üniversiteye yeni başlayan bir kız öğrenci, ilk sınavından düşük bir not alınca sınıfta ciddi bir sinir krizi geçirdi. Hıçkırıklar içinde annesine telefon açıp derhal profesörle konuşmasını istedi. Elbette profesör görüşmeyi reddetti. Başka bir anne çocuğunun iş görüşmesine onunla birlikte katıldı, sonra da işe niye alınmadığını merak etti.
Büyük bir işveren, bir iş görüşmesine gelen adayın kendilerine işe 18 ay içinde başlayabileceğini söylediğini belirtti. Karşısındaki işverenin bulunduğu yere gelmesi için 20 senedir çalıştığı aklının ucuna bile gelmemişti belki de.
Tüm bunlar kulağa çılgınca geliyor değil mi?
“Çok üzücü ama bu hikayelerin hepsi doğru” diyor Growing Leaders ( Liderler Yetişiyor) organizasyonunun kurucu başkanı Tim Elmore. “1990′lardan sonra doğan çocuklar , “anlık haz” çağında büyüdüler. iPhone’lar, iPad’ler, anlık mesajlaşmalar ve bilgiye hemen ulaşım, sürekli parmaklarının ucunda bulunuyor” diyor Elmore. “Okuldaki notlarını kendi çabalarıyla değil, anne babalarının “pazarlıkları” sonucunda elde ediyorlar. Küçücük şeyler başardıklarında övgüye boğuluyorlar. Yüzlerce Facebook ve Twitter arkadaşları var, ama gerçek hayatta pek fazla arkadaşları bulunmuyor.”
Bu gidişatı durdurmak amacıyla Growing Leaders organizasyonu, ulusal ve uluslararası 5000 devlet okulu, üniversite, belediye organizasyonu, spor takımı ve kurumla çalışarak gençlerin liderlere dönüşmelerine yardım ediyor. “Üç kez evlenip sayısız iş girişiminde başarısızlığa uğramadan önce kendilerinde eksik olan şeyleri onlara vermek istiyoruz.”
Peki ama anne babalar neden çocuklarına özgüveni öğreten ebeveynlikten, ne pahasına olursa olsun çocuklarını korumak isteyen helikopter ebeveynliğe geçiş yaptılar?
Belki de her şey anne babaların çocuklarının yaşamlarının her alanındaki güvenlik konusunda obsesif bir hale gelmeleriyle başladı. Dışarıda oyun oynamalarına izin vermek yerine çocuklarının tüm boş vakitlerini organize ettikleri aktivitelerle doldurmaya başladılar. Çocuklarının ödevlerini yaptılar, okulda hem öğretmenleriyle hem de arkadaşlarıyla yaşadıkları sorunları çözdüler ve ufacık şeyler için çocuklarına ödüller dağıttılar.
“Bu iyi niyetli ‘sen özelsin’ mesajları, bize pek de olumlu olarak geri dönmedi” diyor Elmore. “Onları geleceğe hazırlamak yerine onları korumaya adadık kendimizi. Düşmelerine, başarısızlığa uğramalarına ve korkmalarına izin vermedik. Problem şu ki, eğer çocuklar küçük yaşlarda, mesela parklardaki parmaklıklara tırmanmak ve düşmek gibi risklere bile girmezlerse, 29 yaşında atacakları her yeni adımda korku duyarlar.”
Psikologlar ve psikiyatristler giderek daha fazla genç insanın orta yaş bunalımı yaşadığını ve çok daha fazla klinik depresyon vakaları gördüklerini söylüyor. Bunun sebebi nedir? Genç insanlar, psikologlara ve psikiyatristlere henüz milyonlar kazanamadıklarını ya da mükemmel eşlerini bulamadıklarını anlatıyor.
Öğretmenler, koçlar ve yöneticiler, yeni neslin her şeye çok kısa süreler odaklanabildiğinden, içselden çok dışsal motivasyona ihtiyaç duyduklarından şikayet ediyor. Growing Leaders organizasyonunun amacı bu trendi tersine çevirmek ve gençlerin daha yaratıcı ve kendi kendini motive edebilen insanlar olmalarına yardım ederek kendilerine güvenmelerini ve dışsal motivasyona ihtiyaç duymamalarını sağlamak.
Aile psikoloğu John Rosemond da aynı fikirde. Rosemond, ödülün genellikle geri teperek beklenenden tam tersi bir etki yarattığını gösteren araştırmalar olduğunu vurguluyor. Öfkeli bir çocuk kısa süreliğine öfkeli olmadığı için ödüllendirildiğinde, ödüllerin gelmeye devam etmesi için kötü davranışını tekrar etmeye meyilli oluyor.

Nerede hata yaptık?

• Çocuklarımıza büyük hayaller kurmalarını söyledik ve şimdi her küçük eylem onlara önemsiz görünüyor. Oysa çocuklar sürekli dünyayı yerinden oynatamaz. Her ne kadar ilerleme gibi görünmese de küçük, ilk adımlar atmayı da öğrenmeliler. “Anlık şöhret” getirmeyen hiçbir şey onlar için yeterince iyi değil. “Onlara, harika şeyler yapmanın küçük hedefleri başarmakla başladığını anlatmamızın zamanı geldi” diyor Elmore.
• Çocuklarımıza özel olduklarını söyledik, üstelik ortada hiçbir sebep yokken. Mükemmel karakter özellikleri ya da beceriler göstermeseler de söyledik ve şimdi herkesten özel ilgi bekliyorlar. Problem şu ki, çocuklar özel olmak için özel bir şey yapmalarına gerek olmadığını sanıyorlar.
• Çocuklarımıza her türlü konforu sunduk, ancak onları hazzı erteleyemez bir duruma getirdik. Üstelik bizler de hiçbir şey için iki dakika bile sabredemez hale geldik. Ya da mesela iş yerinde işler istediğimiz gibi gitmediğinde çok çabuk sinirlenir olduk. “Artık istediğimiz şeyleri beklemenin, başkalarının isteklerine saygı göstermenin ve ‘ben’den daha büyük şeyler için bireysel arzulardan vazgeçmenin önemini öğrenme zamanı” diyor Elmore.
• Çocuklarımızın mutluluğunu en merkezi hedefimiz haline getirdik ve şimdi onlar için mutlu olmak oldukça zor. Çünkü mutluluk, anlamlı bir hayat yaşamanın bir sonucu. “Çocuklarımıza, gerçek hedefimizin, yeteneklerini, tutkularını ve yaşam amaçlarını keşfetmelerine yardımcı olmak olduğunu ve böylece onların da başkalarına yardım edebileceğini söylemeliyiz. Mutluluğun bunun bir sonucu olarak geleceğini anlatmalıyız”

Rahatsız edici çözümler:

“Çocuklarımızın 12 yaşında başarısızlığa uğramalarına izin vermeliyiz. Bu, başarısızlıklarını 42 yaşında yaşamalarından daha iyidir” diyor Elmore. Onlara, ‘istediğin her şeyi yapabilirsin’ anlayışının her zaman doğru olmadığı gerçeğini incelikli bir şekilde anlatmalıyız.”
Çocuklar hayallerini yeteneklerinin üzerine kurmayı ister. Sesi güzel olan her kız çocuğu bir gün ünlü bir şarkıcı olmayacak, küçükler takımında oynayan her sporcu büyüyünce büyükler liginde oynamayacak.
• Başlarına dert açmalarına ve sonuçlarına katlanmalarına izin vermeliyiz. Düşük not alabilirler, sorun değil. Bir dahaki sefere yüksek not almak için daha çok çalışmalılar.
• Özerklik ile sorumluluğu dengelemeliyiz. Örneğin oğlunuz arabanızı ödünç alırsa, benzin deponuzu doldurmak zorunda olsun.
• Öğretmeniyle işbirliği yapın, ama çocuğunuzun ödevlerini yapmayın. Eğer bir sınavda kötü not alırsa, sonuçlarına katlanmasına izin verin.
“Aslında işin sırrı, sertliği ve yumuşaklığı iyi dengelemekte” diyor Elmore. “Dışarıdan yumuşak görünüp içeriden sert olmalıyız. Çocuklarımızın büyüdüklerinde başarılı olmaları için henüz gençken başarısız olmalarına izin vermeliyiz.”
Yazının orjinalini okumak isterseniz tık tık.

13 yorum:

  1. Geçen sene duyduğum hikayeye inanamamıştım. Çalıştıkları yerde halı saha maç yapmaya gidiyorlar. Yeni işe başlayan bir genç de geliyor. Maç sırasında bu genç çarpışıp hafif bir sakatlık geçiriyor. Şefi bakıyor durumu kötü değil, onu bir başkasıyla hastaneye gönderiyor. Ertesi gün iş yerine çocuğun babası gelip şefe kızıyor. Yok artık dedim. Nasıl bir nesil yetiştiriyoruz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende is hayatında son dönem çok gözlemler oldum bu tarz olayları. Üzülerek hatta eleştirerek izlerken ve ebeveynlere akıl verirken kendimde yapmışım:(((

      Sil
    2. Senin yaptığını sanmıyorum, oğluş henüz küçük ve annesi ona çoktan gerekli mesajı vermiştir :)

      Sil
  2. Çok güzel bir yazı. Bütün anne-babalar,eğitimciler okuyabilseler keşke. Sadece bir nokta düşündürüyor beni; Bireysel ayrılıklar ve her ülkenin kendine özgü farklı eğitim koşulları var. Bunlar farklılık yaratabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülke kültürel özellikleri farklı olabilir bende katılıyorum ama temel insani değerler aynıdır Makbule Hocam

      Sil
  3. Ah kadriyecim gercekten de arizali bir nesil yetisiyor. Ne kadar bilgilendirici oldu bu yazin.niye bu hale gelindi global bir sorun. Ileride ekonomik dengeler bile bozulur simarik ozguvensiz tembel bir nesil :( onlemler alinsin ama once ebeveynler ele alinsin;)
    Cok tesekkurler bu degerli bilgileri paylaşıgin icin.
    Hazir seni yakalamisken kafamda sorular var okulla ilgili . fikrini merak ediyorum. Ben oglusumun okulunu sevmiyorum bir organizasyon iletisim problemleri var. Oglusumsa ogretmenini ve arkadaslarini cok seviyor. 2 ye gececek. Baska okula aldirsak hata mi yaparuz. Brans ogretmenlerini pek sevmior. Sadece sinif ogrt ve arkadaslari seviyor. Bu konuda yaklasim nasil olmali sence. Okullar da ayri bi dert yaa. Sevgiler :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deryacığım ben hep çocuğun psikolojisini düşünme taraftarıyım eğer seviyorsa almayın bence. Bizim sorun olarak gördüğümüz şeyleri çocuk algılamıyor bile. Eğer öğretmenini severse dersi öğrenir. Bu yaşlarda alıştığı

      Sil
    2. Çevre onun için güvenlidir. Aynı şekilde bende oğlumun bu yıl okulunu değiştirmeyi düşündüm 7. Sınıf . O sevdiğini ,ayrılmak istemediğini söyleyince vazgeçtim. Sen o organizasyon sorunu ile ilgili birseyler yapamaz misin tam olarak sorunu bilmediğim için yorum yapamıyorum .

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim cnım cevabın için. Evet onların mutluluğu çok önemli.Muhtemelen yerinde kalacak öyle gözüküyor ;) sağolasın sevgiler <3<3<3

      Sil
  4. Bazen velilerle konuşurken o kadar üzülüyorum ki çocuğunun yaptığı hata yüzünden velinin yüzü kızarıyor ama çocukta inanılmaz bir umursamazlık oluyor. Hata nerede acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatımızın refah yüzünü gösteriyoruz çocuklara çünkü hiç sorun sıkıntı yaşasınlar istemiyoruz ve sonuçta bu oluyor malesef Fikriye.

      Sil
  5. Herşey öyle hazır ellerine sunuluyor ki artık cocukların anne babalar eski kafalı gibi davranmamak adına içlerinden gelmeyen doğal olmayan aile kültürüne uymayan tavırlarla adı modernlikmiş gibi olan bir durum sergiliyor çocuklarsa biraz büyüdüklerinde hem problem çözemez hale geliyor hemde bu boşlugu ciddi anlamda kullanıyor.. iş yerinde, aile cevremde ve sosyal ortamlardaki gözlemim bu yönde.. tabi defne kücükken boyle konusmak kolay ilerisi için güzel tohumlar atabilmeme bu paylaşımda bir referans olsun.. teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  6. merak ettim : oğlunla sonra konuştun mu ve tepkisi ne oldu?

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.