30 Yaşında Emekli Olan Adam

30 Yaşında Emekli Olan Adam
 
Günaydınlar
   Üstteki resim ne hoş değil mi? Hayatı güzelleştiren insanlar iyi ki varlar. Renklendiren, gülümseten insanlar. Daha çok olmalı böyle insanlardan.
    Bugün size tasarruflu olmakla ilgili aldığım kararlardan ve 30 yaşında emekli olan adamdan bahsedeceğim. Tam da kredi kartlarım tavan yapmışken, nereye varacak bu işin sonu diye kara kara düşünürken bu yazıya rastlamam bir tesadüf müdür? Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur derler. Bana evrenin bir mesajı var sanırım. Ya da yoğunlaştığımız konularla ilgili şeyler karşımıza çıkıyor.
     Yazının tamamını okumak isterseniz tık tık.
     Cumartesi günü bir AVM'ye gittik. Hiç aklımızda olmayan (acayip indirime girmişti:)), almasak ta olur bir sürü şey alıp taksitlere böldürüp çıktık. AVM'leri bu yüzden sevmiyorum artık. Yoldan çıkartıyorlar insanı.
Bir ara kredi kartımı kullanmamaya karar vermiştim. Bu yüzden onu yatak odasında ki gardrobun altına, ulaşamayacağım kadar derinlere ittirdim. Bir hafta geçmeden sanırım onu oradan nasıl çıkarabilirimin yollarını denedim. Başaramayınca eşimden yardım istedim. "Ne olur çek şu dolabı kartımı alayım" dedim ama istikrarsızlığımın ortaya çıkmasına mı yanayım? Eşimin "yapamadın dimi kartsız" diye dalga geçmesine maruz kaldığıma mı yanayım? Neyse eşim dolabı çekmenin mümkün olmadığını, ancak taşınırken alabileceğimi söyleyince yaşadığım hayal kırıklığı anlatılamaz:( Tekrar kredi kartı istedim tabi hemen. Yani böylece bana daha pahalıya mal oldu bu kararım:( 
   Ama bu adamın hikayesini ve benzer hikayeleri okuduğumda bana ilham veriyorlar. Arkadaşın ismi Pete ve röportajından bir alıntı: "Para harcama mevzusuna bakışı şöyle: “Borçlanmak, külüstür bir trenle hasarlı bir köprüden geçmeye çalışmak gibidir. Yiyecek ve kira harcamalarının dışında harcama yapmak bu trende oturup dördüncü fincan çayınızı sipariş etmeye benzer.
Çok para biriktirmenin sırrı az şey almakta. En önemlisi: işe bisikletle gidilebilecek mesafede yaşıyor olmak. Az araba kullanmak. Gereksiz araba kullanımı çoğu insanın zannettiğinden fazla parasını götürüyor.
Uzun vadeli düşünmek zorundasınız. Bir çift düşünün, ayrı ayrı işe giden bu insanlar her gün 30 kilometre yol tepiyor. Benzine verdikleri üç beş kuruş gibi gelebilir. 10 yıl içerisinde benzin, bakım giderleri 150 bin doları bulacak. Araba da geçen zamanın getirdiği maliyetleri de düşünürsek 300 bin dolara varan bir gider söz konusu. İşe arabayla gidip gelmek başlı başına “beş parasız” ve “milyoner” farkını oluşturmaya yetiyor.
Yine aynı şekilde yeme-içme masraflarını düşünürseniz haftalık 100 dolarlık restoran harcaması 10 yılda o günün para değeriyle 75 bin dolar eder. Starbucks alışkanlığı 10 yıllık araba masrafından daha fazla tutuyor zaten".
Aynı sitede bir de "iki ev arkadaşı bir yılda nasıl 56 bin dolar tasarruf etti?" başlıklı yazı var. Onu da okumanızı tavsiye ederim. Oradan da alıntı yapacak olursam beni en etkileyen bölümleri aşağıda bulabilirsiniz.
"Kanada’nın en zengin yerleşim bölgelerinden Calgary’de yaklaşık iki yıl önce 33 yaşındaki muhasebeci Geoffrey Szuszkiewicz aylık harcamalarını analiz etmeye başladı. Fark ettiği şey kendi ifadesiyle bir yaşam tarzı girdabıydı, ne kadar kazanırsa kazansın giderleri hep gelirine oranla fazla kalacaktı".
"2013 yılının Ağustos ayından Ekim ayına dek evdeki bütün tüketim malzemelerini aşamalı olarak azalttılar. Sonrasında elektronik aletleri, ve sonrasında kıyafetleri… Ardından dışarıda yemek yemek, kuaföre gitmek, benzin almak, evde arkadaşlara ziyafetler sunmak gibi alışkanlıklarını kestiler. Her yere bisikletle ya da yürüyerek gitmeye başladılar. Yaşadıkları bölgenin uzun ve soğuk kışına rağmen… İşine 35 dakika yürüyerek giden Geoff kışlık botlarını giymeden, kaşkolları sarmadan, uzun donsuz dışarı çıkmadı. Soğuğa ve o mesafeye hazırlıklı olmak biraz zordu ve belki biraz zaman alıyordu ama daha yeni başladıkları “hiçbir şey almama yılı”nda 4 buçuk kilo vermişti bile. Uzakta bir yere gitmesi gerekirse otobüse biniyordu. Kendi deterjanlarını ve yer temizleyicilerini yaptılar. Bulaşık için kullandıkları sabun tabaklarda garip bir doku bıraktığından onu marketten almaya devam ettiler".
Önceleri harcama alışkanlığınız nasıldı?
Geoffrey: Bir maaş çekinden diğer maaş çekine yaşadığım bir hayatım vardı. Bu özel yılla birlikte eve getirdiğim paranın yüzde 65’ini tasarruf edebildim. 2012 yılında mezun oldum ben. Artık bir yetişkin ne satın alırsa ben de alabilirdim! Bir araba aldım. Sonra cafcaflı bir koltuk… Çokça seyahate çıktım. Hoşuma giden her şeyi satın alır oldum. A.B.D.’ye çokça gittim. Berlin’i gezdim. Her yıl Burning Man festivaline gider, haftasonları dağ yürüyüşlerine katılırdım.
Julie: Sürekli arkadaşlarımla dışarıda takılırdım. İçerdik. Kafelere giderdik. Geoff beni aylık harcamalarıma göz atmam konusunda ikna ettiğinde kafayı üşüttüm. Param inanılmaz yerlere gidiyordu. 15 dolar şu içkiye, 40 dolar bu yemeğe derken… Hiçbir zaman yemeyi, içmeyi abartmamıştım ama yine de harcamalar bir araya gelince sonuç ürkütücüydü.
G: Yeme-içmeye çok fazla param gidiyordu benim de. Bu arada her ay saç kesimim için 150 dolar harcıyordum.
J: Ben üç ayda bir kuaföre gider, boyatır, kestirir; 250 dolarımı orada bırakır çıkardım. Dolayısıyla bu geçtiğimiz “hiçbir şey almama” yılında 1000 dolardan fazla sadece saç kesiminden tasarruf ettim. Sadece bir diş macunu almaya çıktığımda makyaj malzemesi, dergi, şampuan derken bir bakıyordum fişe, 75 dolar harcamışım. Şimdi meyve-sebze almam gerekmedikçe markete uğramıyorum bile.
Darısı başımıza a dostlar. Bana bir süre gider bu gaz. Keşke kalıcı olsa. Şimdilik hoşçakalın......

6 yorum:

  1. Kadriye,

    Kendi aklımızla olmasa da zaman zaman hayatın yönlendirmeleriyle görebileceğimiz gerçekler bunlar.Hayrettin Karaca'ya bayılırım diyeceğim bu noktada. Bu güzel ve önemli mevzuuya yer vermen ayrıca hoş olmuş.Biliyor musun, Fatih'teydi sanırım "var say ki yedim "mi ne öyle bir camii var. Kişi, her canının istediğini var say ki aldım var say ki yedim diyerek bir kenara koymuş ona harcayacağı parayı ve camii yaptırmış. Galibe bir silkinip kendimize gelme vaktidir..sevdim konuyu ve yazıyı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel örnekmiş adaş. Bundan sonra ben de öyle yapacağım. "Varsay ki aldım, varsay ki yedim" diyeceğim inşallah başarabilirim.

      Sil
  2. Tam da alışveriş yapma hastalığına yakalandığım şu günlerde bu yazı çok iyi oldu valla, teşekkür ederim :)
    Aslında oturup hayatımızı gözden geçirsek tasarruf edecek birçok şey bulabiliriz bence :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangimizde yok ki şu lanet hastalık burcu?

      Sil
  3. Ahh kredi kartlarımız!!!! Biliyormusun biz birbirimize bakarak, taklit ederek yaşayan bir milletiz. Ve bizim bugünkü genel toplumsal yaşantımız geleceği de tüketerek yaşamımıza devam etmek. Alıntılardaki örneklerini çok beğendim, ama galiba zengin olmama pek imkan yok çünkü 15 yıldır evime 25 km uzakta çalışıyorum ve bu yolu da servisle değil kendi arabamla gitmeyi tercih ediyorum ;)) Bundan sonrası için de kendimden pek ümidim yok. Fakat bu kredi kartı olayı benim taktığım bir mevzuu. Onu kullanmayı yavaş yavaş başarıyorum galiba az kaldı, inşallah sen de başarırsın. O camiyi de hiç duymamışım, ne enteresanmış :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay inşallah yüzyıllıkkonak bırakabilsem keşke.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.