BEDEN ASLA YALAN SÖYLEMEZ

 


Kitap kulübümüzün şubat ayı kitabı Beden Asla Yalan Söylemez - Alice Miller.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. İnstagramda da kitaptan bahsederken çok sert bulduğumu yazmıştım.
"Üstünü örttüğümüz her şeyin altında kalırız" kitabın kapağında ki yazı. Bastırdığımız duyguların bedenimizi hasta ettiğini hatta ölüme ve intihara sürüklediğini anlatıyor.Dünyaca ünlü yazarla Dostoyeski, Çehov, Kafka , Nietzche ve Virgina Woolf!un hayatlarından örnekler vererek çocukken yaşanan travmaların yetişkin olduğumuzda bile bizi nasıl etkilediğiden bahsediyor.
Alice Miller yıllarca klasik psikoterapi ile terapiler yapmış ancak psikoterapinin anne babanın tarafını tuttuğunu çocuğu önemsemediğini düşünerek bir keşif yapmış ve psikoterapi ekolünden ayrılmış. 
Diğer psikoloji kitaplarının tam tersine çocukken yaşadığımız travmalar için geçmişi ve ebeveynlerimizi affetmenin iyileşmek için işe yaramayacağını sadece onlara olan kızgınlığımızzı kabul eder yüzleşirsek iyileşeceğimizi savunuyor. 
Kitapta çok sık 4. emirden bahsediliyor ancak yahudiliğin 10 emriyle bütün din ve ahlak kurallarını kast ettiğini söylüyor. 
Mevcut pedogojiden zehirli pedogoji diye bahsediyor. Her anne babanın çocuğuna gerek ilgisizlikle, gerekse duygularını yok sayarak tacizde bulunduğunu ya da travma yaşadığını anlatıyor. 
Çocuklukta yaşanmış travmaları kabul edip yüzleşerek  bir "aydınlanmış tanığa" bunları anlatmanın tek şifa yöntemi olduğunu savunuyor.
Kitabı okurken kendi ailemi ve anneliğimi sorguladım. Ancak aklıma Maslow'un söylediği "Anne babaya kızmanın da bir miadı vardır" sözü geldi. Bu ekolden kitaplar okurken bu cümle gelir hep aklıma. Tamam o zamanlar çocuktun ama artık yetişkinsin kendini iyileştirmeyi seçebilirsin diye düşünürüm. Ömür boyunca birirlerini suçlayıp kurban rolü oynamaktansa durumu kabullenip iyileşmeyi seçebiliriz. 
Kitap bölümlere ayrılmış. Ama her bölümde farklı hikayelerle hep aynı şeyler çok tekrar edilmiş. En çok etkilendiğim hikayelerden biri Annenin Sevgisiyle Boğulmak" - Marcel Prost'un bir sözü ; "Seni mutsuz edip bu atakları yaşamamak yerine atakları geçirmeyi ve seni mutlu etmeyi tercih ederim" annesine yazdığı mektuptan yazdığı bir cümle. 

1 yorum:

  1. Ya ben bu tarz kitaplara yada söylemlere inanmıyorum. Geçmişte yaşadığı her şey insanın hayatını ileride kabusa çeviren bir travma olsa dünya çok daha korkunç bir yer olurdu.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.