beyhan budak
kişisel gelişim kitabı
kitap tevsiyesi
kitap yorumu
senin suçun değil
senin suçun değil kitap yorumu
Senin Suçun Değil
Psikolog Beyhan Budak'ın son kitabı "Senin Suçun Değil". Okumayı yeni bitirdim ve bilgiler tazeyken sizlerle paylaşmak istedim. İnsan unutuyor çünkü.
Beyhan BUDAK'ı pek çok insan gibi ben de youtube videolarından tanıdım ilk olarak. Samimi tarzı, konuşması, insana sanki "ne olursan ol, olduğun gibi değerlisin" mesajını veriyor gibi hissettirdi. Bu tavır bu alanda çalışan herkeste olması gereken bir özellik . Çünkü bir insana yardım edebilmeniz için onun size güvenmesi, yargılanmayacağını bilmesi yani kendini yanınızda rahat hissetmesi en önemli gereklilik.
Senin Suçun Değil kitabını kendini tanımak, davranışlarının altında yatan inançlarını, düşünce kalıplarını ve bunların neden olduğunu anlamak isteyen herkese tavsiye ederim.
Kitabın ilk bölümlerinde içinde yetiştiğimiz ailelerin de hatalı olabileceğini ve bazı ebeveyn tarzlarının insanları kötü etkileyebileceğini anlatmış. Zehirli ebeveyn tarzları başlığı altında bu davranışları tanımlamış ve kliniğine gelen hastalarının hikayeleriyle açıklamış.
Kitabı okurken bir terapi defteri kullanmanızı tavsiye ediyor. Kendi kendinize terapi yapabilmeniz için. İlk olarak bu deftere yazmanızı istediği şey çocukluğunuzla ilgili aklınıza gelen 3 olumsuz olayı yazmanız. Yazmanın da bir terapi olduğunu , bilinç altımızda ki düşünce ve inançların bilinç düzeyine yazma yoluyla çıkabileceğini söylüyor.
İkinci tavsiyesi yine terapi defterine sizi rahatsız eden olayları, üzüldüğünüz şeyleri 15-20 dakikanızı ayırıp yazmanız. "Bu olayları yazdığımızda beynimizin olayı işlemesine yardımcı oluyoruz. Sürekli düşünüp durduğumuz ya da bilinç altımızda olup farkında olmadığımız ama hayatımızı etkileyen olayları yazmak zamanında işlenmemiş bilinç dışındaki şeyleri bilinç seviyesine çekip işlemeye başlamasına sebep olur" diyor.
Geçmişte yaşadığınız bir olayı seçip bu konuyla ilgili içinizden ne geliyorsa , doğaçlama, aklınıza gelen her şeyi yazmanızı tavsiye ediyor.
Çocukluğumda yaşadığım kötü olayları bugüne kadar hiç yazmadığımı fark ettim okurken. Oysa ki çocukluğumuz bizi biz yapan zaman dilimi. Başımıza gelen kötü olayları yazma kısmını katıldığım eğitimlerden öğrenmiştim ve zaman zaman uygularım. Hatta bu yazdıklarımızı yırtıp yakmak ya da çöpe atmak gibi eylemlerin sembollerle anlayan bilinç altını etkileyen ve gerçekten faydası olan bir yöntem olduğunu biliyordum. Kitapta yırtın ya da yakın demiyor ama bu da benim katkım olsun:)
Kitabın dili akıcı, sen diye hitap ediyor yazarken ve sohbet ediyormuşsunuz gibi hisettiriyor ki bir çok insan bu tarzdan hoşlanıyor . Sıkılmadan okuyabileceğiniz, kendinizle ilgili farkındalıklar yaşayacağınız bir kitap. Psikolojiye ilginiz varsa seversiniz ama yoksa da öğreneceğiniz çok şey var. En önem verdiğiniz kişi hakkında öğreneceğiniz şeyler. Yani kendiniz hakkında.
Psikolojik kitapları severim. Ancak kişisel gelişime odaklı, abartılı, bazen Pollyanna'cılığa iten tarzlar bana yapmacık gelir. Yazarın izleyici ve okuruyla iyi iletişim kurması kitaba olan ilgiyi artırır. Siz özellikle öğretici yönüne de değinmişsiniz ki, benim için en önemli kriter bu.
YanıtlaSilAyrıca yazmanın da bir tür terapi olduğuna yürekten inanıyorum. Teşekkürler:)
Gayet güzel bir kitaba benziyor. Terapi defteri fikri de gayet güzelmiş. Aynı mantıktan hareketle benzer uygulamaları denediğim/tavsiye ettiğim oldu.
YanıtlaSilYazmak iyi bir terapi yöntemi, etkili oluyor:)
YanıtlaSilSeverim psikoloji kitaplarını, teşekkürler yorumun için:)