Bir Kadından, Diğer Kadına Mektup

YAZAR : Cuma, Temmuz 22, 2016

"Yaklaşık 1 milyon kez okunmuş Didem Arslantürkl'ün güzel bir yazısını sizinle paylaşmak istiyorum"
----------------------------
Bir Kadından, Diğer Kadına Mektup

"Bir liste var önümde; yıllar sonra edindiğim. Senin bir kenara not düştüklerin gibi; bunlar da benim biriktirdiklerim. İster altına ekle, ister kendininkilere kat. İster dikkate al, ister kaldır at.

1) KARİYERİNİ KIZLIK SOYADINLA YAP

Şimdi toz pembe, biliyorum; öyle oluyor başta. Ortalarda da idare ediyor hatta. Ama gün geliyor; "kocanın soyadı ile" tanındığını fark ediyorsun. Boşanma aşamasına geldiğinde, yeni bir SEN inşa etmek zorunda kalıyorsun. İş hayatında o güne kadar yaptığın her şey - eğer kocan, mahkeme kararıyla onun soyadını taşımana izin vermezse - alt üst oluyor. Hem, ne gerek var ki "izne" vs'ye? Adınla soyadınla, şânınla yürü. Kalıcı olan SENsin.. senin emeklerin.

2) ÇALIŞ. SAKIN DURMA

Kocan sana diyecek ki "Yahu ne gerek var, ben para kazanıyorum zaten. Sen tadını çıkar evdeki hayatın. Çocuğuna bak, günlere git, spor yap, mutfakta oyalan, alışverişe falan çık, devril yat, takıl istediğin gibi." Tatlı gelecek, kolay gelecek, işine gelecek belki. Yapma. Kendini geliştirmeyi, kendine yatırım yapmayı bırakma. Yeteneklerine yönel, hayallerini unutma. Oku, çalış, üret. Seçimlerinin; bir zaman sonra "bir başına ve ayakta isen", anlamı olacak.

3) KENDİ ÖLÇÜNÜ KENDİN AL

Sana "o kadar güçlü değilsin" diyecekler. "Sen başaramazsın" yaftasını yapıştıracaklar. "Bu da nereden çıktı", "ulaşabileceğin hayaller kur" falan diye de yumurtlayacaklar. Yavaşlatacaklar seni. Şaşırtacaklar, yanıltacaklar. İşin kötüsü, bazen potansiyelinin olmadığına "inandıracaklar" da, kimbilir.. Aman ha, sakın durma, kanma. Sen, neyi başarmak istersen O'sun. Bilfiil kendisi hem de. Nereye bakarsan, oraya gidersin. Senin ölçünü senden başka kimse alamaz. Kendi kıyafetini kendin dik. Nasıl istiyorsan, öyle ol. Uzlaş ama değişme, dönüşme.

4) KANTARIN NE KADAR TARTIYOR?

Her topa girme. Her sorumluluğu alma. Her yükü taşıma. Sonradan ruhsal çöküntü yaratacak, sana "keşke" dedirtecek hiçbir şeye soyunma. Rol çalma. Unutma; her kantar, belirli bir ağırlığa kadar tartar. Fazlasını almak, kantarı yorar. Her şeyi başarmak zorunda değilsin; her sorunun çözümü sende değil. Sen de diğerlerinden farklı değilsin. Enerjinle, moralinle, zaten taşıdığın yüklerinle, gidecek epey yolun var. Çünkü ne oluyor biliyor musun; bir süre sonra insanlar seni takdir etse de, kıyamadıklarını söyleseler de, bu naif (!) yaklaşımlar bi' b...ka yaramıyor. Madalyan ve hastalıklarınla başbaşa, hayatı sorgulamaya başlıyorsun. Nerede mi? Hastane koridorlarında, uykunu aradığın akşamlarda, elin kolun kalkmadığında, hayata dair umutlarını sorguladığında. Yapma. Sakın yapma.

5) KENDİ ŞARKINI SÖYLE

Seninle dalga geçecek kimileri. Giydiğin elbiseye, kahkahana, oturuşuna-kalkışına karışacaklar, sözüm ona "doğru"ya çekecekler seni tüm iyi niyetleriyle (!). "Aman dans etme, beceremiyorsun" diyenler çıkacak. Sesinin kötülüğünden dem vuracaklar.. Susma. Kendi şarkını söyle. Canın nerede, ne zaman, nasıl istiyorsa, öyle söyle. Hayatın, "senin şarkın". Notalar senin, kulak senin, ses senin. Ne istiyorsan, onu söyle. Kendi şarkını yaz. Bağıra çağıra söylemeye başladığında, altında senin imzan olsun. Kendi şarkısını yazamayanlar lâf atacaktır; gülümse.

6) HAFIZANI DİRİ TUT.

Neydin sen? Neredeydin? Nereye gidiyordun? Nasıl olacaktı? Neler yaşayacaktın? Sorularını sakın bırakma. Her sabah, kahveni içerken listene göz at; neresindesin, n'apıyorsun? "Biz" olup bambaşka bir maratona girmişken; "ben" bir yerlerde tıkanmış, arkadan nefes nefese, önündeki kâfileye umutsuzca bakıyor olabilir mi?

Sakın unutma. Başlangıç noktanı, başlangıç sebebini; yürüdüğün yol ile teyit et.

7) KALBİNİ DİNLE

Ne olursa olsun, neye mâl olursa olsun, kalbini dinle. Seni nereye götürürse götürsün, sana ne yaptırırsa yaptırsın, kalbini dinle. Dibine kadar sev, sonuna kadar git, olmadıysa bambaşka bir yola git.. Hattâ istiyorsan dur ama hep kendini, hep kalbini dinle. İnsanların eğilimlerine, tepkilerine, eleştirilerine aldanıp, "onaylanan" yolu seçme. Kendi yolundan git. Kalbinin yolundan.

8) VAZGEÇMEYİ BİL

Israr etme. Bittiyse, diretme. Serbest bırak kendini de, yolundakileri de. Eğer kader diye bir şey varsa, elbet tecelli edecek. Eğer "farklı" olacaksa bir şeyler; elbet o "yeni" de paşa paşa önüne gelecek. Bırakmayı bil. Vazgeçmek=Özgürlük. Vazgeçmek=Yeni seçimlere ilerlemek. Ve hiçbir seçim, geleceği "özünde" değiştirmeyecek: Özendiğin insanlar kadar özgürsün, sürprizlerle dolusun, rengârenksin sen de.

9) HERKES GİTTİĞİNDE, KALAN MANZARA SENİ MUTLU ETSİN

Kocan gidebilir. Çocuğun Allah'ın emri gidecek. Annen, baban.. Eninde sonunda yalnız kalacaksın. Cebinde ne varsa, kaderin o. Hesapladın mı, neler birikmiş çıkınında? Ne kadar erken, o kadar iyi. Henüz harekete geçmediysen, şimdi başla.

10) HER BAŞLANGIÇ İYİDİR

Seçimlerini yaparken, şartlara takılma. O şartlar, bu ânın şartları ve senin bugüne kadarki tecrübelerinle geliştirdiğin inançların. Hepsi bu. İçindeki o BAMBAŞKA SENle tanışmadın, onu keşfetmedin daha. O SEN, seni hep mutlu edecek, yalnız bırakmayacak; emin ol. Kendine tutun. Başlangıçlar insanı diri tutar. Bitişlere tutunursan, düşersin. İÇİNDEKİ SENe şans ver. Seni utandırmayacağını göreceksin."

DİP'in ve İllüzyon'un yazarı, Didem Deligönül


Siyaset Nasıl İşler?

YAZAR : Pazar, Temmuz 03, 2016

Siyaset "Hayır" demeden "hayır" diyebilme sanatıdır derler. 

Muhteşem Kadınlar - Ümmiye KOÇAK

YAZAR : Cumartesi, Temmuz 02, 2016
Geçtiğimiz nisan ayında "Kadının Adı Var" isimli bir gösteriye gittiğimden bahsetmiştim , merak edenler için TIK TIK. 
İşte bu gösterinin baş kahramanı (kendisi yoktu ama, video röportajı sayesinde tanıdık) Ümmiye KOÇAK'tan bahsedeceğim bugün. Aşağıdaki yazı www.kadininadivar.com sitesinden alınmıştır. Ayrıca youtube'da videolarıda var, izlemek isterseniz.
 Bu muhteşem kadını tebrik ediyorum ve hepimize ilham vermesini diliyorum. Bir şeyi yapamayacağınızı düşündüğünüzde hatırlamanız dileğiyle:))))
ümmiye koçak

1957 yılında Adana’da Çelemli Köyü’nde doğan Ümmiye Koçak, okumayı çok istemesine rağmen 10 kardeş oldukları için ilkokuldan sonra okula gönderilmedi. Ümmiye Koçak, ilkokulu bitirdikten sonra okuduğu kitaplarla kendisini geliştirdi. İlk okuduğu kitap Maksim Gorki’nin “Ana” adlı kitabı oldu. 

Evlendikten sonra Mersin’in Arslanköy’üne taşınan Koçak, köy kadınlarının yaşadıklarını tüm dünyaya göstermek için, 2001 yılında “Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kurdu.
Topluluğun sahneye ilk koyduğu oyun Remzi Özçelik’in “Taş Bademleri” adlı oyunu oldu. Grup, daha sonra kendi hikâyelerinden oluşan bir oyun derleyerek “Kadının Feryadı” adlı oyunu sahneye taşıdı. Ümmiye Koçak, “Hasret Çiçekleri” adlı oyunuyla 2006 yılında Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’nde sahne aldı. 

Koçak, daha sonra tarlalarda çalışarak kazandığı paraları biriktirerek kadına karşı şiddet sorununu anlatan “Yün Bebek” filmini yazdı ve yönetti. 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde galası yapılan filmi Ümmiye Koçak’a New York Avrasya Film Festivali’nde “Sinemada en iyi Avrasyalı Kadın Sanatçı” ödülünü kazandırdı.
32 yıllık evli ve 3 çocuk annesi olan 57 yaşındaki Ümmiye Koçak bugüne kadar 11 tiyatro oyunu yazdı. Koçak, Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu ile yaklaşık 500 kez sahneye çıktı ve oyunlarını Türkiye’nin dört bir yanında 30 bine yakın kişi izledi.
Ödülleri
·         Adana Uluslar Arası Tiyatro Festivali Ödülü
·         Ankara Uluslar Arası Tiyatro Festivali Ödülü
·         Darüşşafaka Eğitim Kurumları Girişimcilik Ödülü
·         Bornova Uluslar Arası Kadın Sanatcıları Festivali Ödülü
·         Toros Koleji Eğitime Destek Ödülü
·         Sivil Toplum Örğütleri (kader) Kadında Şiddete Hayır Destekleme Ödül
·         Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD) Yılın Sanat Ödülü
·         TİKAV- 2012 Anneler Okulu projesine destek ödülü
·         Samsun sivil toplum örgütü girişimcilik ödülü
·         New York Avrasya Film Festivali: Sinemada En İyi Kadın Sanatçı ödülü

Blogger tarafından desteklenmektedir.